22 Mart Dünya Su Günü

#Güncel Olaylar |
22 Mar 2018 / Per 10:17

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, doğal yaşam için en temel ihtiyaçlardan birisi olan suyun, küresel ısınma, kaynakların kirletilmesi ve plansız büyüme ile birlikte tükenmeye başladığına dikkat çekerek, "Kullanılabilir ve içilebilir temiz suya erişim temel bir insan hakkıdır

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, doğal yaşam için en temel ihtiyaçlardan birisi olan suyun, küresel ısınma, kaynakların kirletilmesi ve plansız büyüme ile birlikte tükenmeye başladığına dikkat çekerek, "Kullanılabilir ve içilebilir temiz suya erişim temel bir insan hakkıdır. Geleceğimiz suyumuz kadardır. Su ticari bir meta olmaktan çıkarılmalıdır" dedi.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan 22 Mart Dünya Su günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, 22 Mart tarihinin Birleşmiş Milletler tarafından 1993 yılında Dünya Su Günü olarak ilan edildiğini ve o günden bu yana tüm dünyada ve kamuoyunda su bilincinin artırılması amacıyla geleneksel olarak kutlandığını kaydetti.
Suyun, bireyin hayatını devam ettirebilmesi için gerekli olan en temel ihtiyaçlardan birisi olduğuna dikkat çeken Arslan şunları ifade etti:
"Küresel ısınma, kaynakların kirletilmesi, plansız büyüme ve su kaynaklarının kıtlaşmasıyla kullanılabilir ve içilebilir temiz suya erişimde yaşanan sıkıntılar artmış, ‘su yoksulluğu’ kavramı gündeme gelmiştir. Bu durum, paradoksal olarak suyu ticari bir meta haline getirmiş, sorun daha büyük bir boyut kazanmıştır. Su, en temel insan hakkıdır; hayatın özüdür. Suyun ticarileştirilmesi suya erişim hakkının gaspıdır ve bu nedenle su ticari bir meta olmaktan çıkarılmalıdır.
HAK-İŞ olarak su hakkını savunmanın; insanlığı, uygarlığı ve insanca yaşanabilirliği korumak olduğuna inanıyoruz. Çünkü geleceğimiz suyumuz kadardır. HAK-İŞ olarak suyu ve sanitasyonu temel ve devredilemez bir insan hakkı olarak görüyor, tüm dünyada suyun piyasalaştırılmasına karşı çıkıyor ve su sektöründeki özelleştirmelere karşı mücadele veriyoruz. Bu anlamda ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde su politikalarının belirlenmesini ve su kaynaklarının korunması için bu politikaların öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz.
Bu anlayışla temiz ve sağlıklı içme suyuna erişimin temel bir insan hakkı olduğu bilinciyle hareket edilmeli, su kaynaklarının verimli kullanılması, suyun israf edilmemesi, ülkemizde ve yeryüzü genelinde su dengesinin bozulmaması, var olan kaynakların iyi ve adil yönetilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalı, aynı zamanda su tasarrufu konusunda da bilinç geliştirmeye yönelik çalışmalara ve politikalara ağırlık verilmelidir."