36 milyon dolarlık kaldırım taşı dolandırıcılığı davasının görülmesine devam edildi

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
#Asayiş | İHA
12 Ara 2022 / Pzt 12:03
/ 41 Kez Okundu
| |

Çin’e bakır yerine kaldırım taşı göndererek 36 milyon dolarlık vurgun yaptığı iddia edilen dolandırıcılık şebekesi yöneticisi ve üyesi 16 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Çin’e bakır yerine kaldırım taşı göndererek 36 milyon dolarlık vurgun yaptığı iddia edilen dolandırıcılık şebekesi yöneticisi ve şebeke üyesi 16 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada 10 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları ve tanıklarda katıldı.
Tanık Mehmet Konar beyanında, “Ben liman şirketinin işletme operasyon direktörüyüm. Olay olduğu tarihlerde müdür yardımcısı olarak görev yapmaktaydım. Daha sonra bana operasyon departmanından Metin arkadaşımız geldi. Metin, ‘ İki konteynerin tek mühür numarasıyla işlem gördüğünü limana giriş yapmış olduğunu, gümrük tarafından işleme düştüğünü, konteynerin açılması sonucu içinde kaldırım taşı gördüğünü, yanındaki arkadaşının da bunu fotoğrafladığını, daha sonra gümrük tarafından kapatılması talebi ile konteynerlerin kapatıldığını, daha sonra mal sahibinin konteynerleri liman dışına çıkartmak istediğini, buna gerekçe olarak da malım evsafının uygun olmamasını gerekçe gösterdiğini’ söyledi. Gümrükten izin alarak konteynerleri liman dışına çıkartmışlar. Aynı gün akşam saatlerinde saat 17.00’dan sonra da yeni mühür numaraları ile birlikte aynı konteynerler liman sahasına sokulmuş. Bu şekilde de daha sonra gemiye yüklenmiş diye biliyorum” dedi.

“Bana yükleme esnasında hangi malzemenin yüklendiğini görmediklerini söylediler”
Beyanı sorulan tanık Murat Yılmaz, “Ben bu işin nakliyesini yapan konteyner taşımacılık firmasının sahibiyim. Ben ilk başta bu işi almak için Dursun Çokyiğit ile yüz yüze görüştüm. Daha sonra telefonda iletişime geçtim. Ben kendisinin Adem Karaman üzerinden bu fabrikanın sahipleri olduğunu, bunların böyle bir işi olduğunu, bende de yirmilik kısa dorse araçlar olduğu için bu işi benim yapabileceğimi, kendisinin de belli bir miktar komisyon vereceğini söylediği için kendisi ile anlaştık. Yüklemeler esnasında ben malzemeyi görmedim. Şoförlerim bana yükleme esnasında hangi malzemenin yüklendiğini görmediklerini söylediler. Zira kendileri yükleme yerine yanaştırılmamışlar. Ağır tenteli araçlar gelmiş. Bunlardaki yükler bizim araçlara aktarılmış. Araçları akşam yüklendikten sonra kantara çekerken şoförler araçtan inip sarı mühür yani sgs mührü olduğunu ancak sabah geldiklerinde araçlarda sarı mührün olmadığını bana söylediler. Bunun kanıtı olarak da liman girişindeki kamera kayıtlarından tespiti mümkündür” şeklinde konuştu.

"Bu bakırın ham maddesidir dedi"
Tanık Tamer Berber beyanında, “Konteyneri açma kapama tutanağı ile birlikte gümrükçü arkadaşlar ile biz açtık. Açmadan önce de her iki konteynerde aynı mühür numarası mevcuttu. Biz o tür durumlarda konteyneri açmıyoruz. Vardiya amirimize haber verdik. Kendisi maillere baktı. Acentenin onayını gördükten sonra açabileceğimizi söyledi. Konteyneri açtık. İçerisindeki eşyaların devrilmiş olduğunu, paletlerin bozulmuş olduğunu gördük. İçinde bizim gördüğümüz kaldırım taşı olduğunu gördük. Açma kapama tutanağında eşya cinsi yazmıyordu. Benim vardiya arkadaşım Metin Yılmaz,’ ben ne gördüysem onu yazarım’ dedi. Oraya kaldırım taşı yazdı. Ben de eşya hasarlı olduğu için tutanak tutulması yönünden fotoğraflarını çektim. Biz sadece o gün için o firmanın 2 konteynerini gördük. Diğer konteyner ile ilgili bilgim yoktur. Bu işlemler sırasında gümrük müşavirliği çalışanlarından Bora ve Çağrı diye arkadaşlarda vardı. Biz bu şekilde konteynerin içinde kaldırım taşı gördükten sonra ofise giderken Bora veya Çağrı’dan biri hangisi bilemiyorum. Yorum yaptı. Bu bakırın ham maddesidir dedi. Ancak biz konteynerde bildiğimiz kaldırım taşı olduğunu belirttik dedi. Biz konteyneri açarken gümrük memuru yoktu ancak sonradan gelip konteyner içini gördü. Gümrük memuru konteyner içinde kaldırım taşı olduğunu gördü ancak içindeki malzemenin ne olduğunu konusunda aramızda bir konuşma geçmedi” dedi.

“Ben kendisine bu madde bakırın hammaddesi olabileceğini söyledim”
Sanık Çağrı Koçoğlu savunmasında, “Ben kendisine bu madde bakırın hammaddesi olabileceğini söyledim. Benim ailem kuyumcudur. Bakır topraktan çıktığı için ve üzeri bakır rengine boyandığı için yanıldım bu şekilde söyledim. Ailemde kuyumcu olduğu için ve yer altından bu malzeme çıktığından bakırın hammaddesi olabileceğini düşündüm” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, duruşmayı eksik hususların giderilmesi için erteledi.


Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yasal Bilgilendirme
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.