Palalı Sabri’nin kurduğu suç örgütü üyeleri hakim karşısına çıktı

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
#Asayiş | İHA
07 Eyl 2022 / Çar 23:00
/ 37 Kez Okundu
| |

Gezi Parkı olaylarında göstericilere pala ile saldıran ve ‘Palalı Sabri’ adıyla tanınan Sabri Çelebi’nin kurduğu suç örgütüyle, yabancı uyruklu kadınları gece kulüplerinde çalıştırdığı ve fuhuşa zorladığı iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı. Duruşmada savunma yapan sanıklardan Mehmet Emin Çelebi “Çalışan kadınların bir kısmı yabancı uyrukluydu bunların pasaportuna el konulması söz konusu değildir. Fuhuş iddiası da doğru değildir. Bununla yargılanmak çok ağır. İşletmemiz bir batakhane değil kaliteli bir mekandır. Bize bu iftirayı attılar” şeklinde savunma yaptı.

Gezi Parkı olaylarında göstericilere pala ile saldıran ve ‘Palalı Sabri’ adıyla tanınan Sabri Çelebi’nin, kurduğu suç örgütüyle yabancı uyruklu kadınları gece kulüplerinde çalıştırdığı ve fuhşa zorladığı iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı.
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, firari sanık Sabri Çelebi hazır bulunmazken bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile bir mağdur kadın hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı.

“İki kız çocuğum var, fuhuşla itham edilmek onları da yaralıyor”
Duruşmada savunması sorulan Sabri Çelebi’nin ağabeyi tutuklu sanık Hüseyin Çelebi ara sıra gece kulübüne gittiğini söyleyerek “Ben illegal hiçbir faaliyet içerisinde bulunmadım. Silah taşıma gibi bir gereksinimim hiç olmadı hakkımdaki iddia ve suçlamaları kabul etmiyorum. Ben yüksek lisans öğrencisiyim iki kız çocuğum var. Fuhuşla itham edilmek onları da yaralıyor. Ben o saatlerde ya evimde uyuyorum ya da vazifemin başındayım. Kardeşlerim olan sanıkların zaten bana talimat verme gibi bir durumları olamaz devlet memuruyum" dedi. Mahkeme başkanının “Sabri neden
yurtdışında şu an?” sorusuna ise sanık Hüseyin Çelebi "Onun orada iş yeri var" şeklinde cevap verdi.

“Üzerime atılan iftiralar çok ağır”
Tutuklu sanıklardan Mehmet Emin Çelebi ise "Ben soruşturmanın başladığı tarihte zaten cezaevindeydim. 3 Temmuz 2020’de tahliye oldum ama bu soruşturma başlamıştı. Üzerime atılan iftiralar çok ağır. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben şirket bünyesindeki bir gece kulübünde işletmeci olarak çalışıyorum. Cezaevinden çıktığımdan beri gece kulübünün faal olduğu her gün orada çalıştım. Diğer işletmeler de bize aittir. Doğrudan sorumluluğum altında olmamakla birlikte zaman zaman diğer işletmelerdeki toplantılara da katılıyorum. Sabriye ‘palalı’ demelerinin nedeni, Gezi Parkı olayları sırasında ‘palalı’ diye isim taktılar öyle kaldı” dedi.

“İşletmemiz bir batakhane değil kaliteli bir mekandır iftira attılar”
Gece kulübünde komi ve garson hizmeti olduğunu ancak konsomatris hizmeti olmadığını söyleyen sanık Çelebi “İşletmemiz gece 12 gibi açılır müşteriler masalarına geçer. Gecenin ortalarında 15 dakika sahne şovu sergilenir, erkek kadın karışıktır bu şovda. Türk çalışmamasının nedeni, mekanda müşterilerimiz bu durumdan rahatsız oldu. Çalışan kadınların bir kısmı yabancı uyrukluydu bunların pasaportuna el konulması söz konusu değildir. Fuhuş iddiası da doğru değildir. Bununla yargılanmak çok ağır. Bize bu iftirayı attılar. Bizi boy boy fuhuşla itham ettiler televizyonlarda. Biz böyle insanlar değiliz" şeklinde savunma yaptı.

Mağdur ifade değiştirdi
Duruşmada beyanı sorulan mağdur kadınlardan Ahlam Oudra ise sanıkları tanımadığını ve fuhuşa zorlanmadığını söyledi. Mağdur mahkemede herhangi bir şikayeti olmadığını da dile getirdi. Mahkeme başkanı mağdura daha önce verdiği ifadede, fuhuşa zorlandığı ve darp edildiği şeklinde beyanları olduğunu hatırlattı. Mağdur kadın ise böyle bir şey söylemediğini iddia etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme, firari sanıklar Müslüm Çelebi ile Sabri Çelebi hakkında çıkarılan yakalama emrinin devamına karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü görevlilerince, ‘Palalı Sabri’ lakaplı Sabri Çelebi liderliğindeki suç örgütünün, Beşiktaş ve Beyoğlu ilçelerindeki gece kulüplerinde yabancı uyruklu kadınları zorla çalıştırdıkları, kadınların pasaportlarına el koyarak bir yerleşkede zorla tuttukları, buradan özel araçlarla gece kulüplerine götürdükleri ve para karşılığında cinsel ilişkiye zorladıklarına dair bilgiler elde edildiği kaydedilmişti. İddianamede, suç örgütünün liderinin sanık Sabri Çelebi olduğu, sanıklar Mehmet Emin Çelebi ile Müslüm Çelebi’nin örgüt yöneticileri oldukları, sanıklar Hüseyin Çelebi, Vedat Özyağ, Kenan Toprak, İlknur Akçıoğlu, Engin Aytekin, Mehmet Şirin Ateş ve Mahmut İlter’in örgüt üyeleri oldukları ve örgütlü şekilde üzerlerine atılı suçları işledikleri vurgulanmıştı. Sanık Sabri Çelebi’nin pek çok suç kaydı olduğu ve hakkında çıkan yakalama emirlerinden dolayı yurtdışına kaçtığının aktarıldığı iddianamede, örgütün yabancı uyruklu kadınlarını esaret altına alarak insan ticaretinin unsuru olan ‘zorla çalıştırma’ yöntemini seçtikleri, yabancı uyruklu şahıslardan haksız kazanç sağladıkları ve bu haksız kazanca yönelik eylemlerini örgüt yapısı içerisinde yürüttüklerinin belirlendiği kaydedilmişti. İddianamede, Sabri Çelebi, Mehmet Emin Çelebi ve Müslüm Çelebi’nin ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘insan ticareti yapma’ ve ‘bir kimseyi fuhuşa teşvik etme veya yaptırma veya aracılık etme veya yer temin etme’ suçlarından toplamda 104 yıldan 248 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilirken diğer sanıkların da farklı suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması istenmişti.


Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yasal Bilgilendirme
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.