Yeni bir araştırma, uzun süreli hafıza oluşumunda boşta geçirilen zamanların ve anı yaşamanın önemini vurguluyor. Güçlü anılar için sosyal medya molası şart!
ANILARIN KALICI OLMASI İÇİN BOŞ ZAMAN ŞART
Yeni bir bilimsel çalışma, hafızamızda kalıcı yer edinen güzel anıların nasıl oluştuğunu gözler önüne serdi. uzun süreli hafızaya geçiş için yalnızca anı yaşamak değil, hemen ardından gelen boş zaman dilimi de büyük önem taşıyor.
HAFIZA OLUŞUMUNDA HİPOKAMPÜSÜN ROLÜ
hipokampus, beynin hafıza yönetiminde kilit rol oynayan bölgesidir. Bu bölgede gerçekleşen “keskin dalga-dalgalanma” adı verilen sinirsel aktivite, anıların uzun süreli belleğe aktarılmasında önemli bir işarettir. Bilim insanları, bu aktivitenin sadece uykuda değil, anı yaşandıktan sonra gün içinde de gerçekleştiğini tespit etti.
BOŞTA GEÇEN ZAMAN, HAFIZAYI GÜÇLENDİRİYOR
Araştırmalar, bir deneyimin ardından gelen boş bir sürenin, hafızaya kaydedilme olasılığını ciddi oranda artırdığını gösteriyor. Örneğin, bir manzaranın tadını çıkardıktan sonra sadece birkaç dakika sessizce oturmak, bu anının uzun süreli hafızada yer etmesini sağlayabiliyor.
SOSYAL MEDYA ANILARI SİLİYOR OLABİLİR
Araştırmanın belki de en dikkat çekici noktası, sosyal medya alışkanlıklarının hafıza üzerindeki olumsuz etkisi. Anıların hemen ardından sosyal medya kullanımı, beynin keskin dalga-dalgalanma aktivitesini engelleyebiliyor. Bu da o anının uzun vadeli hafızaya kaydedilmesini zorlaştırıyor.
GÜZEL ANILAR İÇİN PAYLAŞMAYI ERTELEYİN
Sonuç net: Güzel bir anı yaşadıktan sonra hemen telefona sarılmak yerine, bir banka oturup o anın tadını çıkarmak, uzun vadede o anıyı hatırlamanızı kolaylaştırabilir. Uzmanlar, “Anı yaşa, paylaşmayı sonra düşün” diyerek önemli bir uyarıda bulunuyor.