Öfke çağında yaşamak hayatımızı nasıl etkiliyor? Günlük hayattaki aşırı tepkilerimizin sebeplerini ve nasıl faydalı tepkiler verebileceğimizi inceliyoruz.
ÖFKE ARTIK HER YERDE
Son zamanlarda öfke, pek çok insanın hayatının bir parçası haline geldi. Eskiden nadiren karşılaştığımız bu duygu artık gün içinde birçok farklı yerde karşımıza çıkıyor: toplu taşımada, sosyal medyada, sokakta, hatta evde… Hepimiz bir noktada “aşırı tepki mi veriyorum?” diye kendimize sorar hale geldik.
Londra Üniversitesi’nden Prof. Josh Cohen, “Öfke çağında yaşıyoruz” başlıklı yazısında toplumdaki bu patlamaların temelinde güvensizlik ve gerginlik olduğunu vurguluyor. Sosyal medya ise bu gerginliği besleyen yankı odalarına dönüşmüş durumda.
SOSYAL MEDYA VE GÜVENSİZLİĞİN ETKİSİ
Sosyal medya platformları bireyleri kendi düşünce baloncuklarının içine sıkıştırarak, farklı görüşlere karşı tahammülsüzlük yaratıyor. Bu da iletişimin değil, düşmanlığın yaygınlaştığı bir ortam oluşturuyor. İnsanlar, küçük olaylar karşısında bile ani ve yoğun tepkiler verebiliyor.
Örneğin Reddit’teki “Aşırı Tepki mi Veriyorum?” adlı toplulukta, kullanıcılar yaşadıkları basit olaylara verdikleri sert tepkileri tartışıyor. Bu durum, bireysel olarak hepimizin bu çağın ruh haline ayak uydurduğumuzu gösteriyor.
TEPKİ Mİ AŞIRILIK MI?
Michigan Üniversitesi’nden psikolog Ethan Kross, öfkenin tamamen kötü bir duygu olmadığını belirtiyor. Ona göre öfke, bazen bir adaletsizliğe karşı tepki vermemizi sağlayarak olumlu sonuçlar doğurabilir. Ancak asıl önemli olan, bu duygunun ne kadar sürdüğü ve ne yoğunlukta yaşandığıdır.
Kross’un önerisi ise şu soruyu sormak:
“Bu verdiğim tepki ne kadar faydalı?”
TEPKİ ÇAĞINDA KENDİMİZİ UNUTTUK
Son olarak şunu da sorgulamak gerekiyor: Neden bu kadar kolay öfkeleniyoruz? Belki de Tanpınar’ın dediği gibi, bu bir tepki çağı ve biz kendimizi yeterince sevmiyoruz.
Kendine güveni eksik, sürekli dış etkenlerden etkilenmeye açık bireyler olarak, iç dünyamızdaki boşluğu bastırmak için dış dünyaya saldırıyoruz. Belki de asıl ihtiyacımız olan şey, bir adım geri atıp duygularımızı anlamaya çalışmak.