Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Tıp Fakültesi ve Ankara Koru Hastanesi Nefroloji Bilim Dalı Üyesi Doç
Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Tıp Fakültesi ve Ankara Koru Hastanesi Nefroloji Bilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Serpil Müge Değer, 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de 24 bin 854 kişinin organ nakli için beklediğini belirterek, “18 yaş ve üzerinde akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışı yapabilir" dedi.
3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle açıklama yapan Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Tıp Fakültesi ve Ankara Koru Hastanesi Nefroloji Bilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Serpil Müge Değer, 2016 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 24 bin 854 kişinin organ nakli için beklediğini, bunun 21 bin 567’sinin böbrek nakli, 2 bin 107’sinin karaciğer nakli ve 918’inin kalp nakli bekleyen hastalardan oluştuğunu bildirdi. 2017 verilerine göre ise ülkemizde toplamda 2 bin 839 böbrek nakli, bin 213 karaciğer nakli ve 64 kalp nakli yapıldığını belirten Değer, "Bu rakamlar bir önceki yıllara göre artan özellik gösterse de halihazırda nakil bekleyen hasta sayısını düşündüğümüzde yetersiz olduğu görülmektedir" dedi.
Organ nakli bekleme listesinde verilen oranlara bakıldığında en yüksek hasta sayısının böbrek nakli bekleyen hastalar olduğunu ifade eden Doç. Dr. Serpil Müge Değer, "Son dönemde böbrek yetmezliği tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok önemli bir sağlık problemi. Türk Nefroloji Derneğinin 2016 veri raporuna göre, 2016 yılında Türkiye’de renal replasman tedavisi alan son dönem böbrek yetmezliği, nokta prevalans değeri milyon nüfus başına 933 olarak saptanmıştır. Son dönem böbrek yetmezliği olan hastaların renal replasman tedavisi olarak yüzde 56.6’sı hemodiyaliz ve yüzde 3,5 oranıyla periton diyalizi tedavisi görmektedir. Renal replasman tedavileri içinde en iyi tedavi yöntemi böbrek nakli olup, 2016 yılı itibariyle böbrek nakli oranında ülkemizde yüzde 6.6 oranında bir artış izlenmiştir. Kadavra vericiden olan nakil oranı yüzde 22,8 olup, oranında bir artış izlenmemekle beraber canlı vericiden nakil oranları yüzde 31,6’dan yüzde 34,6’ ya artış gösterdiği raporlanmıştır" diye konuştu.
Her ne kadar böbrek nakli sayılarında artış saptanmış olsa da halen ihtiyacın altında olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Değer, "Hem en etkin ve hasta için hayat konforunu artırıcı tedavi yöntemi olması hem de hemodiyaliz ve periton diyalizi gibi diğer tedavi yöntemleriyle karşılaştırıldığında daha maliyeti düşük olması nedeniyle başta böbrek nakli tedavisinin yaygınlaştırılması anlamında Sağlık Bakanlığı ve diğer sosyal güvenlik kurumlarının ortak olarak halkı bu konuda bilgilendirici düzenlemeler yapması, hasta sağlığı ve ülke ekonomimiz içinde önem arz etmektedir" dedi.
Bu amaçla Sağlık Bakanlığı tarafından organ ve doku bağışının anlamını ve önemini anlatmak ve organ bağışının artırılması amacıyla her yıl 3-9 Kasım tarihlerinin Organ Nakli ve Bağışı Haftası olarak düzenlendiğini söyleyen Doç. Dr. Değer, "18 yaş ve üzerinde akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışı yapabilir. Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Fakat, her ölümden sonra organ nakli mümkün değildir. Yoğun bakım ünitelerinde doktorlardan oluşan bir ekip tarafından tıbbi ölümü gerçekleştiği belirtilen kişilerden aile onayı alındıktan sonra başka bir kişiye organ nakli yapılabilmektedir. Her bir organ bağışının başka bir sağlıklı hayat demek olduğunu ve her bir bağışla birçok insana yaşama şansı verebileceğimizi hatırlamalı ve bir gün kendimizin de organ bekleyen bir hasta olabileceğimizi akılda tutmalıyız" ifadelerini kullandı.
