Omurga romatizmasının tanı ve tedavisi

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
Omurga romatizmasının tanı ve tedavisi
01 Mar 2018 / Per 18:33
/ 176 Kez Okundu
| |

Romatoloji Uzmanı Yrd

Romatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gürler, “ankilozan spondilit (omurga romatizması)” hakkında bilgi verdi.
Ankilozan spondilitin yani omurga romatizmasının, özellikle omurgadaki eklem ve kemiklerin köprüleşmesine yol açarak belde katılaşmaya neden olan iltihaplı bir romatizma hastalığı olarak tanımlandığını belirten Dr. Gürler, " Omurganın tümü köprüleşerek omurgada tam bir hareket kısıtlılığının oluşmasına neden olabilir. Sıklıkla has tanın bel ve kalça bölgesinde tutulum görülür. Ankilozan spondilit; kronik, ağrılı, ilerleyici ve vücudun diğer organlarını da tutabilen bir romatizmal hastalıktır. Omurga eklemlerinde ve bazı eklemlerde iltihaba neden olur. İltihabi durum sürüp giderken, eklemlerin iki yanında karşılıklı kemiksi çıkıntılar meydana gelir ve zamanla eklemler birbirine kaynaşır yani ‘ankiloz’ oluşur. Bunun sonucunda sertleşme meydana gelir ve bel hareketleri kısıtlanır. Tam ankiloz, hastaların hepsinde gelişmez ve başlangıçta hareket kısıtlılığından çok ağrı ön planda olabilir” dedi.

Tipik bulgular
VM Medical Park Samsun Hastanesi Romatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gürler, ankilozan spondilit hastalığının tipik bulgularını şöyle sıraladı:
“Yavaş ve sinsi başlayan bel ağrısı ve buna eşlik eden uzun süren tutukluk. Gün içinde hafifleyen ve özellikle sabahları belirgin belde tutukluk ve ağrı. Egzersiz ile düzelen veya uzun süreli dinlenme sonrası artan bel tutukluğu. Geceleri uyandıran bel ağrısı. Şikayetlerin 3 aydan uzun süredir devam etmesi. Özellikle hastalık başlangıç döneminde olabilen halsizlik ve kilo kaybı. Hastalıkta eklem dışı bulgular da görülebilir. Bu bulgular ise şunlardır:
İştah kaybı. Genel olarak kendini kötü hissetme. Gözlerde iltihaplanma (iritis). Nadiren kalp kapakçık iltihabı. Omuriliğe bası sonucunda oluşan güçsüzlük, uyuşma, idrar kaçırma ve iktidarsızlık.”
Ankilozan spondilitin herkesi farklı bir biçimde etkileyebileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gürler, “En sık görülen ortak yakınma genellikle geceleri ve sabahları daha belirgin olan bel ağrılarıdır. Kaburga kemikleriyle omurganın birleştiği eklemler de tutulmuş ise nefes alma güçleşebilir ve ağrılı olabilir. Romatoloji uzmanı hastayı muayene ettikten sonra iltihaplanma bulgusu olabilecek ipuçlarını saptamak için kan tahlillerini ve ağrılı eklemlerin röntgen filmlerini ister. Kan tahlillerinin ve omurgayı gösteren filmlerinin incelenmesi sonucunda teşhis konulur” diye konuştu.

Ankilozan spondilit tedavisi
Ankilozan spondilit tedavisi hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gürler. “Ankilozan spondilitin tedavisinde ağrı kesici-iltihap giderici ilaçlar, antiromatizmal ilaçlar ve egzersizler kullanılır. Gerekirse ameliyatlara başvurulabilir. Tedavi devamlı, düzenli ve uzun süreli olmalıdır. Ankilozan spondilit, zaman zaman alevlenme ve yatışmalarla seyreder. İlaçlar ağrının azalmasına, uykunuzun düzelmesine ve genel iyilik halinin sağlanmasına yardım eder. Fakat ilaçlar tedavinin sadece yarısıdır. Uygun egzersiz hastalığın tedavisinde kritik önem taşır. İlaçlar ağrıyı azaltarak bu egzersizlerin rahat yapılmasını sağlar” şeklinde konuştu.
Dr. Oğuz Gürler şöyle devam etti:
“Hastaların yüzde 80’inden fazlası katılığı ve ağrıyı azaltmak, inflamasyonu gidermek için ağrı kesici-iltihap giderici ilaçlar ve antiromatizmal ilaçlar kullanırlar. Ancak, bazı hastalarda bu ilaçların yan etkileri ortaya çıkabilir. Bundan dolayı basit bir ağrı kesici tercih edilebilir. İnatçı eklem yakınması olanlar antiromatizmal ilaçlara veya biyolojik tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyabilirler. Bazı ağrı kesici-iltihap giderici ilaçlar, ağrıyı gidererek daha rahat egzersiz yapılmasına olanak verirler. Kortizon ara sıra, özellikle ağrılı eklemlere enjekte edilebilir veya iltihaplı göze damlatılabilir. Kortizon gereken durumlarda kullanılırsa, zararlı bir ilaç değildir.”
Ameliyatın çok hasar gören ve ağrı veren kalça veya diz eklemlerinin değiştirilmesi için yapıldığını söyleyen Dr. Oğuz Gürler, “Aşağı yukarı hastaların yüzde 6’sı kalça protezine ihtiyaç duyarlar. Bu protez ameliyatı hasarlı kalça ekleminin tekrar hareket edebilmesi ve ağrının giderilmesinde başarılıdır. Bazı vakalarda, şiddetli kamburu bulunanlarda, omurga ve boyunun postürünü düzeltmek için bir dizi ameliyat gerekebilir” ifadelerini kullandı.
Fizyoterapi(egzersiz) oluşabilecek sakatlıkların önlenmesinde çok fazla önem taşıdığını belirten Dr. Gürler açıklamasını şöyle tamamladı:
“Eklem hareket açıklığının sürdürülmesi ve kas gücünün korunması çok önemlidir. Çünkü hareket eksikliği ve kötü duruş kasları zayıflatır ve kısaltır. Kısalmanın olduğu kasların nasıl esnetileceği hastaya çok iyi anlatılmalıdır.”


Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.