Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Sigorta sektörünün güçlü şekilde gelişmesini istiyoruz
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Sigorta sektörünün güçlü şekilde gelişmesini istiyoruz. Türkiye ekonomisinde finans boyutu çok önemli. Finansal sektörün yüzde 88ini bankalar oluşturuyor. Banka dışı finans sektörünün gelişmesi Türkiye açısından hayati bir önem taşıyor dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye Sigorta Birliği ve Rekabet Kurumu işbirliğinde düzenlenen Big data, kişisel verilerin korunması ve sigorta sektöründe veri paylaşımının regülasyon ve rekabet hukuku açısından değerlendirilmesi paneli öncesi ekonomiye ve sigorta sektörüne dair açıklamalarda bulundu. Ayrıca Şimşek, ABD ve AB ile ilişkilerin düzeleceğine inandığını dile getirdi.
Sigorta sektörünün güçlü şekilde gelişmesini istediklerini dile getiren Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinde finans boyutu çok önemli. Finansal sektörün yüzde 88ini bankalar oluşturuyor. Banka dışı finans sektörünün gelişmesi Türkiye açısından hayati bir önem taşıyor. Özellikle sermaye piyasalarının gelişmesi bizim arzumuz. Bu konuda yoğun bir çaba içerisindeyiz. Özellikle de sigortacılık sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesinden sorumluyuz. Bu sektörün sağlığı ve sürdürebilirliği önemli. Onun için bütün hususları dikkate alıyoruz dedi.
Piyasaların göreceli olarak oldukça sıkıntılı dönem yaşadığının farkındayız
Piyasaların göreceli olarak oldukça sıkıntılı dönem yaşadığının farkındayız diyen Şimşek, Sorunları biliyoruz. İşin başındayız. Tedbirlerimiz zamanı gelince alıyoruz, aldık. Net olarak söyleyeyim; sorunları biliyoruz. Sorunlar geçici sorunlardır. Bir miktar ister istemez oynaklığa sebep olabiliyor. Sigortalık sektörünü gelişmesini önemsiyoruz. Bugüne kadar hep ön açıcı olduk. Trafik sigortasına ilişkin kaygıları dinliyoruz. Bizim analizlerimizle sektörün analizleri şuna kadar örtüşmüyor. Gerçekler değişirse varsayımlarımızı gözden geçiririz.Trafik dışındaki alanlarda da gelişmeler takdir ediliyor. Bu önemli. Yoğun bir gündem var. Belki değinilmeyen konulardan bir tanesi DASK konusu. Onu yaygınlaştırmak ve daha etkin hale getirmek için çaba göstereceğiz. Diğer bütün konularda ilerleme ve gelişme varşeklinde konuştu.
Yakın coğrafyamızda sıkıntıların olduğuna dikkat çeken Şimşek, O sıkıntıların getirdiği bazı problemler var. Bunlarda eninde sonunda aşılacak. Ben inanıyorum ki; Batı ile zaman zaman ortaya çıkan gerilimler yine geçicidir. 2-3 ay önce Avrupa Birliği ile ilişkiler muhtemelen kesintiye uğrayacak deniliyordu, uğramadı. Mali yardımlar kesilecek deniliyordu, rakam ortada. Birçok Avrupa ülkesi ile ilişkileri tekrar makul boyutta inşa ediyoruz, iyileştiriyoruz. Aramızda fikir ayrılıklarının olması doğal. Önemli olan, menfaatlerimiz çerçevesinde işbirliği ve birlikteliğin devamıdır. Ben inanıyorum ki; ABD ile ilişkiler benzer çerçevede eninde sonunda gelişecek diye konuştu.
Bankacılık sektörü oldukça sağlıklı
Bankacılık sektörünün oldukça sağlıklı olduğunu ifade eden Şimşek, Şu andaki belirsizlik; ABDdeki bir dava ve bankacılık sektörü üzerinden geliştiriliyor. Onun üzerinden ortaya çıkmış durumda. Bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı, küresel normların neredeyse 2 katı civarında, hatta daha fazla. Bu da bankacılık sektörünün oldukça şoklara karşı güçlü mali bir bünyeye sahip olduğunu gösteriyor. Aktif kalitesi yüksek, problemli kredilerin toplam kredilere oranı yüzde 3. Yüzde 3ün önemli bir kısmı çok iyi bir şekilde teminatlandırılmış, karşılıkları ayrılmış. Dolayısıyla buradan da sermayeyi etkileyecek ciddi gelişme söz konusu değil açıklamasında bulundu.
Hane halkının dövizle borçlanmasını yasakladığımız için hane halkının sadece döviz varlığı var
Şimşek sözlerine söyle devam etti: Genel anlamda Türkiyeye bakarsak; buradan da çok hikaye üretiliyor. Reel sektör çok borçlu, borçlarını ödeyemeyecek diyenler var. Bu aslında doğru değil. Gelişmekte olan ülkelerde hane halkı, devlet, finans sektörü ve reel sektörün bütün borçların milli gelire oranı ortalama yüzde 219. Türkiyede bu oran yüzde 144. Dolayısıyla yüksek sayılmaz. Daha önemlisi bankacılık sektöründe açık pozisyon söz konusu değil. Hane halkının dövizle borçlanmasını yasakladığımız için hane halkının sadece döviz varlığı var. Bu anlamda hane halkının çok büyük döviz pozisyon fazlası var. Benzer şeklide kamu sektörüne bakarsanız yani Merkez Bankasını da katarsanız,kamunun dış dünyadan alacaklı olduğunu, net anlamda dış dünyaya borçlu olmadığını görürsünüz. Burada da sağlam bilanço var.
Türkiye, döviz pozisyon açığı itibariyle kısa vadede çok önemli sorunla karşı karşıya değil
Reel sektöre genel anlamda bakıldığı zaman 212 milyar dolarlık bir döviz açık pozisyonuna sahip olduğu bilgisini veren Şimşek, Bunun orta ve uzun vadede olduğunun bilmenizde fayda var. 1 yıl vadeye kadar finans dışı reel sektörün döviz varlıkları, döviz borçlarından daha fazla. 7,5-8 milyar dolarlık 1 yıllık vade ile döviz pozisyon fazlası var, bu önemli. Tabii ki gereken tedbirleri zamanında alacağız. Tedbirlerin etkin olması için zamanlaması, sınırlaması önemli. Türkiye, döviz pozisyon açığı itibariyle kısa vadede çok önemli sorunla karşı karşıya değil dedi.