Uşak’ta, 35 yaşındaki takı tasarımcısı Oktay Arıcan’ın 12 metrekarelik atölyesinde yapmış olduğu takı ürünleri Türkiye sınırlarını aşarak dünyanın birçok ülkesine kadar ulaştı
Uşak’ta, 35 yaşındaki takı tasarımcısı Oktay Arıcan’ın 12 metrekar elik atölyesinde yapmış olduğu takı ürünleri Türkiye sınırlarını aşarak dünyanın birçok ülkesine kadar ul aştı.
12 metre kar elik kuyumcu atölyesinde el emeği göz nuru takı tasarımlarını Almanya, Fransa ve B elçika olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin yanı sıra Amerika, Tayland, Meksika ve Kolombiya’ya gönderen takı tasarımcısı Oktay Arıcan, insanların el emeği olan ürünleri daha çok tercih etmeye başladıklarını söyledi. Günümüzde fabrikasyon ürünlerin, sanatkârların el emeği olan ürünler karşısında değer kaybetmeye başladığını aktaran Arıcan; “Günümüzde birçok ürün fabrikasyon ürünü olmasına rağmen insanlar artık sanatkarların elinden çıkan el emeği göz nuru ürünleri tercih ediyorlar” dedi.
Meslek hayatının 22’nci yılında olduğunu söyleyen Oktay Arıcan, mesleğin sabır gerektiren bir iş olduğunu yeni yetişen neslin bu mesleğe ilgi duymamalarından ve çırak yetiştiremediklerinden yakındı. Arıcan; “Bizim zamanımızda usta çırak ilişkisi vardı. Ustamıza saygı duyar yaptığı işi öğrenmeye çalışırdık. Bizim işim sabır gerektiren bir iş ama şimdiki nesil gençlerimiz her işi çarçabuk öğrenmek çok fazla para kazanmak istiyorlar. Bir meslek kolay öğrenilmiyor. Ben bu işe 22 senemi verdim. Gün gün hala kendimi g eliştiriyorum. İstiyorum ki bizimde yetiştirebileceğimiz çıraklar olsun onları yetiştir elim maalesef şimdiki gençlerde sabır yok 1 hafta 10 gün çalışıp ben yapamam deyip bırak gidiyorlar” diye konuştu.
12 metrekar elik atölyede kişiye öz el takı tasarımı yaptıklarını dile getiren Arıcan, ağırlık olarak altın ve gümüş çalıştıklarını b elirtti. Müşterinin isteğine göre tasarım yaparak beğenisine sunduklarını kaydeden genç tasarımcı, el emeği ürünlerin Avrupa’nın birçok yerinde satışa çıkarıldığını dile getirdi. Çocukluk yıllarında ailesinin isteği üzerine bu mesleği seçtiğini anlatan Arıcan, şunları ifade etti; “Küçük yaşta bu mesleğe başladım. Ailemizin ortak kararıyla bu mesleğe girdim. Bu mesleğe 22 senemi verdim. Kolay g elinmedi ama gençlere bu mesleği tavsiye ederim. Gerçekten çok güz el bir meslek zevkli bir meslek getirisi güz el olan bir meslek bu mesleği yapmak isteyen insanların bize ulaşmasını isteriz. Biz elimizden g eldiğince eleman yetiştiririz. Gerçekten kolay bir meslek değil sabır isteyen bir meslek. Önceden bizim çıraklık dönemimizde usta çırak ilişkisi vardı. Ama şimdi çırak bulamıyoruz. Bu bir sıkıntı g elen çırak bakıyor bir müddet durup ayrılıyor. Ama zor bir meslek değil hani istese öğrenirler. Güz elde getirisi olan bir meslek gençlere tavsiye ederim”
Müşterilerin öz ellikle akik taşlı yüzükler, tercih ettiklerini aktaran Arıcan, yüzüklerin sadece süs olarak görülmemesi gerektiğini söyleyerek; "Negatif enerjileri pozitife dönüştürür. Yatıştırıcı ve sakinleştirici öz elliği vardır. Nazara karşı koruma sağlar. Algı yeteneğini ve kendine güveni g eliştirir. Karın bölgesine konduğunda gastriti rahatlatır. Göz, mide, deri rahatsızlıklarını giderir. Tansiyonu deng eler. Peygamberimiz Hz. Muhammed efendimizin dahi bu akik taşlı yüzüğü taktığı rivayet edilir” şeklinde konuştu.
