15 Temmuz’da kolunu kaybeden gazi Üzeyir Civan: “Kimisi benim gibi kollarını, kimisi bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar”

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
15 Temmuz’da kolunu kaybeden gazi Üzeyir Civan: “Kimisi benim gibi kollarını, kimisi bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar”
11 Tem, 2021 / Paz 09:22
/ 39 Kez Okundu
| |

15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında Tuzla Orhanlı gişelerinde darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu bir kolunu kaybeden gazi Üzeyir Civan, darbe girişiminde yaşadıklarını 5 yıl sonra gözleri dolarak anlattı. Hain darbe girişimi esnasında mücadele veren tüm şehit ve gazilere minnet duyduğunu belirten Civan, “Kimisi benim gibi kollarını feda etti, kimisi bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar. Allah hepsinden razı olsun” dedi.

15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında akrabalarıyla Tuzla Orhanlı gişelerinde darbeci askerlere karşı mücadele eden Üzeyir Civan, açılan ateş sonucunda sol kolunu kaybetti ve sağ elinden yaralandı. 15 Temmuz gazisi Civan, 5 yıl sonra gözleri dolarak o gece yaşadıklarını anlattı. Gazi Üzeyir Civan, “15 Temmuz akşamında daha çok yazlık olarak kullanmış olduğumuz evimize yeni gelmiştik. Cuma akşamı burada oturup yemeğimi yiyip namazımı kıldıktan sonra keyif çayı içiyordum terasta. Amcamın kızı şuradaki evde oturur. Bu tarafa doğru geldi, uzaktan ’Duydun mu haberin var mı, darbe oluyor’ diye sesleniyordu. Dedim ’Uydurma haberdir’. İnanmıyordum. Çocuklar internetten de yazışıyorlar deyince ister istemez içime bir kurt düştü. Televizyonlara baktığımız esnada da sayın başbakanımızın bu bir kalkışmadır açıklamalarını duyduk. Sonrasında ben telefonla akrabalarımla görüştüm, arkadaşlarımızla görüştük. Ve sonrasında o darbe bildirgesini okutturdular televizyonda. TRT’de spiker kardeşimize darbe bildirgesini okutturdukları esnada benim kızgınlığım had safhaya ulaştı. Neticede ben 1980 darbesini gördüm. Darbenin ne olduğunun da farkındaydım. Tekrar bu ülkenin onlarca yılı, yavrularımızın onlarca yılı heba mı olacak diye isyan ettim. Burada bulunan akrabalarımızla beraber aramızda istişare yaptık. Bir şeyler yapmamız gerekiyordu çünkü. Televizyonun başında durup da keyfimize bakarak kahvemizi yudumlayamazdık. Televizyonda darbenin oluşmasını seyredemezdik. Burada bulunan akrabalarımızla beraber aramızda istişare yaptık, Sabiha Gökçen Havaalanı’na gitmeye karar verdik. Orası stratejik bir öneme sahipti. Ve hele böyle bir dönemde en başta sahip çıkılması gereken yerlerden bir tanesiydi. Fikrimi akrabalarıma söyledim ve neticede 6 bayan, 4 tane de erkek akraba olmak üzere iki tane araç ayarladık” diye konuştu.

“Biz oraya askerleri dövmeye gitmiyoruz, darbecilerin oyunlarına gelmek isteyen askerlerimizi uyarmaya gidiyoruz”
Sabiha Gökçen Havaalanı’na doğru darbeci askerlerle mücadele etmek üzere yola çıkacakları esnada oğluyla arasında geçen bir diyaloğa değinen Civan, “Ayarladığımız araçlarla eşimi, kızımı ve buradaki diğer akrabalarımızı aldık. Tam hareket edeceğimiz sırada baktım oğlumun elinde bir tane kazma sopası, bizimle gelmek istiyor. ’Oğlum bu ne dedim’. ’Baba askerleri döveceğiz’ dedi. O zamanlar 15 yaşında. Baba askerleri döveceğiz deyince, annesi de, ben de kendisine ‘Oğlum biz oraya askerleri dövmeye gitmiyoruz. Biz oraya darbecilerin oyunlarına gelmek isteyen askerlerimizi, Mehmetçiğimizi uyarmak için gidiyoruz’ dedik” diye konuştu.

“Hepimiz kardeşiz diye bağırıp üzerlerine koşarken vuruldum”
Hain darbe girişiminin olduğu gece vurulduğu anları anlatan Civan, “Araçlarımızla birlikte Sabiha Gökçen Havaalanı’na gitmek isterken Orhanlı Gişeleri mevkiinde araçlarımızdan inmek zorunda kaldık. Oradaki olaylara denk geldik. Orada indikten sonra ateş hattına girdim. Yine darbecileri uyarmak için üzerlerine koştum. Durun yapmayın, silahlarınızı bırakın dedim. Hepimiz kardeşiz diye bağırıp üzerlerine koşarken vuruldum. Kolum kopmak üzereydi. Vurulduktan sonra koşarak yanıma Iraklı Türkmen gençleri geldi. Allah onlardan razı olsun. 18, 20 ve 22 yaşlarındaki bu Iraklı Türkmen gençleri bana orada sahip çıktılar. Yardım ettiler. Kan kaybından ölmemem için üzerinde bulunan kıyafeti çıkartıp koluma tampon yapmışlardı. O akşamı unutamıyoruz. Her an yaşıyorum. Tekrar anlattığımda yaşıyorum, o görüntüleri her izlediğimde yaşıyorum” dedi.

“Kimisi benim gibi kollarını feda etti, kimisi bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar”
Gazi olduktan sonraki günlerde ailesinden gördüğü desteğe değinen ve beraber mücadele ettiği vatandaşlara minnet duyduğunu ifade eden Civan, “Eşim ve çocuklarımdan Allah razı olsun. 4 gün hastanede kaldıktan sonra onlar da çok duygulandılar, etkilendiler. Bana kolumun eksikliğini yaşatmamak için ellerinden gelen her türlü gayreti sarf ettiler. Eş, hayat arkadaşı. İnanın ben onların vesilesiyle kolum vardı yoktu diye de hiç üzülmedim. Allah onlardan razı olsun. Anneme hastaneden geldikten sonra ilk haberi abim alıştırarak söylemişti. İlk başta sükunetle karşılamıştı ama anne yüreği bazı şeylere dayanamıyor. Annemin o dönem son zamanlarıydı ve aynı evde kalıyorduk. Odası da ayrıydı. Çoğu zaman kapı arasından bakardım anneme kolumu görüp de üzülmesin diye. Bazen keyfi yerindeyken yanına da giderdim otururdum, sarılırdım. Ama ona rağmen bazen resim çektirirken annemin gözü hep kolumdaydı. Kaç tane öyle resmi vardı. Ve neticede bir sene kadar sonra annemin hastalığı devam ediyordu, hastanedeyiz ve annemizin son gecesi. O son gecesinde, son saatlerinde bile gözü evladının kolundaydı. Düşünebiliyor musunuz ölmek üzere olan bir ana evladının kolunun gitmesine tahammül edemiyor, dayanamıyor. Ama o evlatlar da bu vatana sahip çıkmak isteyerek vatanlarının o akşam gitmesine dayanamıyorlardı da 251 tane kardeşim kendi canlarını seve seve feda ettiler ve 2 bin 500’ün üzerinde de kardeşim kanlarını topraklara akıttılar. Kimisi benim gibi kollarını feda etti, kimisi bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar. Allah hepsinden razı olsun” diye konuştu.



Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yasal Bilgilendirme
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.