EBS Kadınlar Komisyonu Başkanı Nilgün Serim, "Şiddet ve tacize karşı daha caydırıcı mücahale edilmeli"

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
EBS Kadınlar Komisyonu Başkanı Nilgün Serim,
08 Mar 2018 / Per 13:14
/ 256 Kez Okundu
| |

Eğitim Bir Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Nilgün Serim, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamasında, "Kadına yönelik şiddet ve tacize karşı daha caydırıcı mücadele edilmeli" dedi

Eğitim Bir Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Nilgün Serim, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamasında, "Kadına yönelik şiddet ve tacize karşı daha caydırıcı mücadele edilmeli" dedi.
" Kadınlarımız, anne, eş, kardeş sorumluluğuyla ailenin ve toplumun, sonra ağır çalışma koşullarının yükünü omuzlamakta, şimdi de sosyal çözülmeyle hızlanan ahlakî çöküşle devam eden, tacizin, şiddetin, terör ve savaşın ağır yükü altında bedel ödemektedir. 8 Mart Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği bir kararla kadınlara yönelik ayrımcılığa dur demek, emek sömürüsüne karşı duranlara mevzi belirlemek, sorunları dillendirmek çözümlere hep birlikte akıl erdirmek ve uygulamak için ‘Dünya Kadınlar Günü’ olarak belirlenmiştir" diyen Nilgün Serim, "Modern işleyiş, yöneldiği geri dönüşsüz yolda travmalara daha insani bir çözüm bulmak yerine, yeni sorun alanlarını da kendi için kazanç kapısına dönüştürmenin hesabı ve girişimi içinde oldu. Bugün bu sıkıntıları ileri seviyelerde yaşayan çoğu batılı ülke, köklü sosyal, kültürel çözümler için yeni arayışlara girmiştir. Kadına pozitif ayrımcılık ve yeni haklar, aileyi daha da güçlendirmeyi amaçlamaktadır. İlk başladığı yıllarda savunulanın aksine bugün kadın haklarına yönelik yeni yaklaşımlar, kadının aile ve çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesini talep etmekte, ülkeler çalışma yasalarını buna göre düzenlemektedir. Son yıllarda Türkiye’de de çalışma hayatının kadını ve çocuğu daha fazla koruyacak tarzda düzenlenmesi, toplum sağlığı ve huzuru bakımından son derece yararlı olmuştur, olmaktadır" ifadesinde bulundu.
Serim, "Biz, toplum gerçekliğimizi kadın erkek çatışması üzerine değil, sevgi ve saygıya dayalı yardımlaşma ve dayanışma üzerine kurmuşuzdur. Hem dinimiz, hem ait olduğumuz medeniyet itibariyle insanın hakikati, kadın erkek bütünlüğü içinde değerlendirilir. İkisi de Allah nezdinde muazzezdir. İkisi de insan ve toplum bütünlüğü çerçe vesinde birbirinin tamamlayıcısıdır. Bu duyarlıkla yerine göre iş hayatında yan yana, 28 Şubat darbe süreci ve 15 Temmuz ihanet girişimine karşı da omuz omuza oluruz. Çünkü istiklâl ve istikbalin olmadığı yerde kadın olsun erkek olsun kimsenin ne hakkı, ne hukuku ne onuru olur" diyerek açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Hak ve özgürlük ihlallerinin eşi görülmedik seviyelerde sürdüğü dünyamızda en çok mağdur olanlar kadınlar olmuştur, olmaktadır. En az yüz yıldır kitlesel yıkım ve kıyımlara yol açan ve şimdi son vahşetini Suriye’de gördüğümüz savaşların ilk ve çaresiz mağdurları da yine çocuklarıyla birlikte önce kadınlardır. Dün Bosna’da, Arakan’da olduğu gibi belki onlardan daha alçakça bugün zindanla binlerce kadın tutuklu işkenceye ve tecavüze maruz kalmaktadır. Bu masum ve mazlumların çığlığına maalesef dünya kamuoyu sessiz ve sağır kalmaktadır. BM ve sözde İnsan Hakları aktivistleri bu ağır hak ihlali karşısında neredeyse en küçük açıklama bile yapmaz olmuşlardır. Özelde kadın genelde tüm insan hakları hususunda sahte ve çifte standartlı tutum takınan bu hükümsüz kişi ve kurumları da tel’in ediyoruz. Bu sebeple Suriye hapishanelerinde tutulmakla kalmayıp iğrenç ve insanlık dışı taciz ve işkence yapılan 6736 kadın tutuklunun serbest bırakılması için dünyanın her yerinden kadınların katılımıyla düzenlenip İstanbul’da 6 Mart’ta başlayan Vicdan Konvoyu eylemini sonuna kadar destekliyor fiili olarak ta yer almayı çok önemsiyoruz.
Emeğe, insana, kültüre, değerlere her zaman önem veren Eğitim-Bir-Sen olarak, toplumun temel taşı olarak gördüğümüz kadınlarımızın daha iyi çalışma şartlarına kavuşmaları başta olmak üzere, onlara daha saygın, huzurlu, verimli bir konum ve ortam sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını arzu ve talep ediyoruz. Bu bağlamda kadına yönelik şiddet ve tacize karşı daha etkili ve caydırıcı mücadele edilmelidir. Bu kapsamda mahkemelerce verilen cezalar uygulanmalı, mülki amirlerce izlenmeli, kadın korunmalıdır. Daha da önemlisi, basından sivil toplum örgütlerine, ailelerden tüm devlet birimlerine, yazarlarımıza kadar herkes her kurum konuya duyarlı olmalı, gittikçe artan farkındalık daha yaşanır ve uygulanır olmalıdır."





Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.