Bilecik’te diz hastalığı nedeniyle tekerlikli sandalyeye bağlı olan ve yüzde 94 engelli raporu bulunan Nursel Yıldız, evde sağlık hizmetinden yararlanamadığını iddia etti
Bilecik’te diz hastalığı nedeniyle tekerlikli sandalyeye bağlı olan ve yüzde 94 engelli raporu bulunan Nursel Yıldız, evde sağlık hizmetinden yararlanamadığını iddia etti.
Ertuğrulgazi Mahallesi Cezmi Sokak’ta ikamet eden Nursel Yıldız’a (49) 6 Haziran 2008 günü Bilecik Devlet Hastanesinden yüzde 94 engelli raporu verildi. Geçen günlerde ayaklarındaki yaralardan dolayı acı çeken ve soğuk algınlığı yaşayan Nursel Yıldız, komşularının tavsiyesiyle evde sağlık hizmeti almak için ilgili birimi aradı. İddialara göre, eve gelen ilk ekip kendisine bakmazken, ikinci ekip de yaşlı kadını azarladı. Yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) anlatan Yıldız, "İlk aradığım zaman geldiler iki kişilerdi, eve çıktıklarında tansiyonumu ölçtüler, tansiyonumun yüksek olduğunu söylediler. Sonra ’biz sana bakamayız, sen yatalak değilsin, kendin hastaneye gidebilirsin bir yakınınla’ diyerek, hiçbir müdahale etmeden gittiler. Ben çok hastaydım. Sonra akşam acile gittik, acilde tansiyonum daha yüksek çıktı dil altı verdiler beklettiler bizi gece yarısı saat 1’e kadar beklettiler. Sonra film çekildi, ondan sonra ilaçlı filmler çekildi" dedi.
"Bana ’Biz yatan hastalara bakıyoruz, sana hizmet veremeyiz’ deyip gittiler"
Yüzde 94 engelli raporu olan Nursel Yıldız, bir kaç gün sonra ayağındaki yaraların ağrısından duramadığını söyleyerek, "Daha sonra ayaklarımdaki yaraların ağrısı iyice arttı ve hastaneye gidemeyeceğim için tekrar evde sağlık hizmeti almak için aradım. Sonra bu kez üç kişi geldi. Önceki gelenler değildi. Aynı şekilde benim tansiyonumu ölçtüler 12’ye 8 çıktı. Eve büyük bir çantayla ile geldiler ve ayağıma pansuman yapabilirlerdi. Pansuman her şeyi vardı çantalarında hiçbir şey yapmadılar. Gelen doktor hanım dedi ki ’Buna bakamam cildiyeye gitmen lazım’ dedi. Evde annem vardı ona baktı ’teyze, teyze beni dinlesene’ dedi. ’Oğluna defalarca anlatmak zorunda değilim ben, sen dinlesene’ dedi. Ben çok kızdım, çok sinirlendim ve yüzüm asık şekilde onun sorularına cevap verdim. Bana döndü, ’Yok biz yatan hastalara bakıyoruz işte sana hizmet veremeyiz’ dedi. Çektiler gittiler. Ben mağdur oldum, başka kimseler mağdur olmasın" dedi.
"Evde sağlık hizmeti bu hastalar için değilse, kimler için var"
Hasta Nursel Yıldız’ın kardeşi Tahir Yıldız ise durumu Sağlık Bakanlığı, BİMER ve CİMER’e şikayet ettiğini söyleyerek, "Ablamın rahatsızlığından dolayı 3 aydır çalışamıyorum. Normalde kendim ablamın bütün ihtiyaçlarını karşılıyordum. Ablam yataktan kalkamayacak şekilde olunca bir gün hastalandı ve hastaneye götüremedik. Komşular ablama evde sağlık hizmetlerinden yararlanabileceğimizi söylemiş. Evde sağlık hizmetlerine başvurmuş ben evde yokken. Ben hastanedeydim. Aranarak başvurulmuş ve evde sağlık hizmetlerinden gelinmiş. Hemşire o sıra tansiyonunu ölçüyor 18’e 10 çıkıyor. Eve gelen doktor hanım ’sen başkasının yardımıyla gidebilirsin hastaneye, biz senin herhangi bir tedavini yapamayız’ diyor. Tansiyonu 18’e 10 olduğu halde. Çekiyor hiçbir işlem yapmadan gidiyor. Sonra ben Sağlık Bakanlığı hattını arayarak şikayet ettim. Şikayet hattı bana ’gerekli işlemi yapacağız’ yanıtı verdi. Ben de inandığım için beklemeye başladım. 3-4 gün sonra telefon geldi ve dediler ki ’Hastanız evde bakım hizmetine uygun olmadığı doktor tarafından görülmüş, o yüzden bir işlem yapılmamış’ dediler. Ben de, yüzde 94 ağır engelli raporu bulunan bir kişinin evde sağlık hizmetlerinden yararlanmaması gibi bir söz konusu mu? diye sordum. ’Evde sağlık hizmeti bu hastalar için değilse, kimler için var’ dedim. O halde dediler ’gelin tekrar itiraz edin ve yeniden şikayet edin’. Bunun üzerine ben Bilecik İl Sağlık Müdürlüğüne gittim. İl Sağlık Müdürü yerinde olmadığı için Fatma hanımla görüştüm. Fatma hanıma raporu sundum, olayı anlattım. Fatma hanım ’Bu hastaya bakılamayacak ise; kime bakılacak, bu hasta evde sağlık hizmetlerinden yararlanabilir’ diyerek beni gerekli yerlere yönlendirdi" dedi.
Tahir Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:
"Ben şu saatten sonra evde sağlığı istemiyorum. Ben bugüne kadar kimseye muhtaç etmedim yine etmem. Kimseye de muhtaç değilim Allah’a şükür. Ama gerçekten ihtiyacı olan kişilere bu uygulanmasın bu yapılmasın. Başkaları mağdur olmasın. Ben koşturdum gerekli yerlere müracaat ettim sizleri buldum ama bunalıp sıkılıp gidemeyen dünyalarca insan var. Geriye dönüp şu evde sağlık hizmetine bu kadar eminim. Gidilen işlemlere bakılsın çok gerçekten ihtiyacı olup da bakılmayan hasta çoktur ben buna inanıyorum ben bunu gördüm, bunu yaşadım. Ben Sağlık Bakanlığına şikayetimi verdiğim zaman verdikleri cevap ’TC Başbakanlık iletişim merkezi BİMER’E yapmış olduğunuz sayılı başvuru 6 Şubat 2018 tarihinde Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü tarafından cevaplanmıştır. Başbakanlık iletişim merkezi BİMER’e yapmış olduğunuz başvuru değerlendirilmiş olup Sağlık Bakanlığa bağlı kuruluşlara evde sağlık hizmetleri sunulmasına dair yönetmelik kapsamında ikamette evde sağlık hizmeti gören Nursel Yıldız’ın değerlendirilmiş olup hizmet alma kriterlerine uymadığı için başvurunuz olumsuz sonuçlandırılmıştır. Bu konuyla ekip tarafından bilgilendirme yapılmıştır’ diye mesaj geldi. Bunu BİMER’e diyen Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü, bana evde sağlık hizmetlerinden yararlanabilir diyen yine Bilecik İl Sağlık Müdürlüğü. Burada hiçbir çelişki yok mu. Ben şunu anlıyorum Sağlık Bakanlığı konuyu incelemeye alacağı için burada doktoru korumak var. O yüzden oraya deniliyor ki hasta evde bakım hizmetlerine ihtiyacı yoktur. Bana da bu geliyor. Ben bunu sorduğum zaman bana diyorlar ki dallandırıp budaklandırma kapat bundan sonra senin hizmetin yapılacak her şey. Ama sen bunu kapat kurcalama bende eyvallah diyeceğim bunu verdiler ya bana, tamam diyeceğim boyun eğeceğim. Ama suçlular 18’e 10 tansiyonunu bu şekilde bırakıp giden doktor hiçbir şeye maruz kalmadan rahat, rahat hareket edecek aynı kişilere aynı şeyi uygulayacak" dedi.
İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Burak Öztop ise hasta yakınının dün kendisine geldiğini ve gerekli araştırmaların yapılacağını söyledi.
