“Tablolar kaldırıldı iddiaları asılsız”
Hz. Ali ve Hacı Bektaş Veli tablolarının kaldırıldığına dair iddiaların asılsız olduğunu söyleyen Ayyıldız, “Cemevimizde ciddi sıkıntılarımız vardı, yağmur sularından dolayı arka duvar patlamıştı, su almıştı. Arka duvarı tamir ederken daha önce duvara kazınan yağlı boya ile yapılmış Atatürk ve Hz. Ali fotoğrafı zarar gördü, kurtaramadık. Ortadaki Hacı Bektaş Veli tablosunu kurtardık. Daha sonra ben o tabloların daha güzellerini ve büyüklerini üniversiteden hat sanatçısı hocamıza yaptırdım. Atatürk ve Hz. Ali tablosunu Hacı Bektaş Veli tablosuyla aynı çerçeve yaptırarak cemevi duvarının su almayan yerine en başköşeye koyduk. Yani tablolar kaldırıldı gibi iddialar asılsızdır. Tabloları cemevinin en başköşesinde oturduğunuz zaman görebileceğiniz bir alana koydum” şeklinde konuştu.
“Resmi başka yere çekmek istiyorlar”
Sivas olaylarını hatırlatan Ayyıldız, Alevi toplumunun o günden sonra örgütlenmeye başladığını belirterek, "Bu örgütlerin de devletten bazı istekleri var. Cemevlerinin ibadethane sayılması ve Sivas davasının sonuçlanması gibi. Devlet de böyle anlamlı günde bizi ziyaret etmekle bence bir diyalog kapısı açtı. Devletle Alevi toplumu barışmıştır. Ezelden beridir küs değildir ancak araya sokulan nifaklar halinde bu noktaya gelmişizdir. Bundan sonra ’Biz kavga mı edeceğiz, sorun mu çözeceğiz?’ buna bakmalıyız. Sorun devletin olmadığı yerde çıkıyor. Bakanlık nezdinde, valilikler ve belediyeler aracılığıyla Alevi aileleri ve cemevleri ziyaret ediliyor ve ihtiyaçlar karşılanıyor. Bu çalışma kapsamında bir rapor hazırlanacak. Dergah çıkışında da Sayın Cumhurbaşkanı’na ’Sizden müjdeli haberler bekliyoruz’ dedim. Kendisi de ’Arkadaşlarımız çalışıyor, inşallah gerekli adımları atacağız’ dedi. Bu bence büyük bir şey. Resmi başka yerlere çekmek istiyorlar" değerlendirmesini yaptı.
“Biz Hüseyin Gazi Vakfı olarak buranın kiracısıyız”
Bir yıl önce göreve geldiğinde Vakıflar Genel Müdürlüğünün burayı kendilerinden alıp başka bir vakfa tahsis ettiğini ifade eden Ayyıldız, bu alanın Vakıflar Genel Müdürlüğünün mülkü olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Ben göreve geldikten sonra buranın bize tahsis edilmesi için Alevi kurumlarına gittim. Alevi Vakıflar Federasyonu, Alevi Dernekler Federasyonu, Pir Sultan tüm kurumları dolaştım. Buralardan Hüseyin Gazi Vakfının bize verilmesi konusunda destek yazıları topladım. Bu yazıları İçişleri Bakanlığına, Kültür ve Turizm Bakanlığına, Ankara Valiliğine ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne ilettim. 6 aylık bir diploması sonucunda burayı bize 10 yıllığına tahsis ettiler. Bu tahsis gerçekleştikten sonra biz tamirat-tadilat çalışmalarına başladık. İçişleri Bakanlığının, Kültür ve Turizm Bakanlığının, Ankara Valiliğinin, Vakıflar Genel Müdürlüğünün ve Mamak Belediyesinin burada büyük bir emeği var. Derneğe üye olup ilgilenmeyen arkadaşlar buraya çağrılmadıkları ve bilgilendirilmedikleri için sosyal medyada bazı paylaşımlar yaptı. Bizim aile içi meselemizi böyle paylaşımlarla belirtmeleri çok ayıp. Biz bir Alevi kurumuyuz. O yüzden bugün burada bu tartışmaların, iddiaların önü açılmış oldu. Bugün itibarıyla ben sizin aracılığınızla bildiriyorum; burası vakıfların mülküdür, biz Hüseyin Gazi Vakfı olarak buranın kiracısıyız, derneğin burada söz sahibi yoktur. Bu saatten sonra dernek burada faaliyet gösteremeyecek.”