Türkyılmaz, orman endüstri mühendisleri ve ağaç işleri endüstri mühendislerinin istihdama katılım sağlaması gerektiğini ifade ederek, “Bu süreçte tarım alanları, mera alanları, orman alanları ve yerleşim alanları belirlenmelidir. Depremlerde yıkıcı etkiyi artıran alüvyal topraklardan oluşan ovalar tamamen boşaltılarak tarım alanlarına ve endüstriyel plantasyon nitelikli orman alanlarına dönüştürülmelidir. Arazi kullanımından kentsel dönüşüme, imar uygulamalarından etüt ve inşaat tekniklerine kadar çok sayıda iyi uygulama örneklerinin zaman kaybedilmeden ülkemizin ilgili mühendislik disiplinlerine kazandırılması gerekmektedir. Yapısal ahşap malzeme kullanımı ve ahşap konut üretiminin özendirilmesi için gerekli mevzuat düzenlemeleri süratle tamamlanmalıdır” dedi.
Orman yangınlarına karşı yangına hassasiyet gösteren bölgelerde yanan orman alanlarının rehabilitasyonu ve yangına dirençli ormanlar yetiştirilmesi projesi kapsamında, karayolu kenarları yerleşim yerleri ile orman alanları arasında koruyucu ve önleyici zonlar yapılması gerektiğini anlatan Türkyılmaz, “Tespit edilen fay hatlarına bilim ve tekniğin ön gördüğü mesafelerde imar uygulamasının yapılmaması gerektiği gibi, aynı şekilde özellikle yangına hassas bölgelerde ormana bitişik yerleşim alanı statüsündeki yerlere imar izni verilmemesi ihtimal orman yangınlarından kaynaklanabilecek can ve mal kayıplarına karşı tedbirlerin alınması noktasında büyük önem arz etmektedir” açıklamasını yaptı.
"Tahsis edilen alanın iki katı kadar hazine arazisi orman oluşturmak için tahsis edilmelidir"
Türkyılmaz, orman teşkilatı tarafından afet ve deprem riski olan alanlarda arazi planlaması yapılması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen veya bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerler yeni konutlar için tahsis edilebilmeli, tahsis edilen alanın iki katı kadar hazine arazisi orman oluşturmak için tahsis edilmelidir. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün bölge teşkilatlı, bağlı kuruluş olarak yapılandırılmasının ardından, mevcut korunan alanların yönetimi görevini daha etkin yapması sağlanmalıdır. Ormanların sağlık ve iyileştirici etkilerine, biyoçeşitlilik unsurlarının korunmasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz ve iklim değişiklinin yıkıcı etkilerine maruz kaldığımız bu dönemde, milli parklar 7’den 77’ye doğa ve ormancılık eğitim alanları ve merkezleri haline getirilmelidir.”
Duyuru
İnegöl Online mobil uygulaması güncellendi TIKLA HABERLER CEBİNE GELSİN