"Prematüre hemşiresiyim ama anne olmayı bilmiyordum"
Aradan geçen 3 yılı anlatan anne Işık, “Üçüzler 27. haftada doğdu. Çok küçüklerdi. Defne 780 gram, Ece Su 960 gram ve Tunç 1100 gram olarak doğdu. Tunç ve Ece Su 2 ay, Defne de 6 ay kuvözde kaldı. Bizim için sancılı bir süreçti. Üçüzlere bakmak çok zor ve keyifli. Onlarla birlikte biz de birçok şey öğreniyoruz. Prematüre hemşiresiyim ama daha önce anne olmayı bilmiyordum. Bir yandan da anne olmayı öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Bebeklerim doğduğunda ve ilk haber yapıldığında bana ulaşan çok fazla insan oldu. Gebelik sürecinde destek istediler, doğumdan sonraki süreçle ilgili destek istediler” dedi.
Işık, “Prematüre hemşiresi olarak fark ettim ki aslında prematüre bebek anneleri ile empati kurmayı tam olarak bilmiyormuşum. Bu süreç bana sabırlı olmayı öğretti. Şimdi prematüre bebeği olan insanlara daha farklı yaklaşıyorum. Prematüre üçüzlerimiz olmadan önce prematüre annelerin neden bazı davranışlarda bulunduğunu sorgulardım ama şimdi sorgulamıyorum. Çünkü onları daha iyi anlıyorum. O bekleme süreci, bebeklerinizin kuvözde olup sizin eve yalnız dönmeniz çok kaygılı bir süreç. Onları en sonunda kucağımıza almak bizim için çok keyifliydi” dedi.
Çevrelerindeki insanların üçüzleri görünce şaşırdığını ifade eden Işık, “Onlarda gerçek sevgiyi gördüm. Eşimle olan iletişimim de üçüzlerden sonra çok güzel biçimde arttı” diye konuştu.
Meslektaşlarına emanet etmişti
2019 yılında bebeklerini dünyaya getiren anne Işık, "İleride benim de prematüre bebeklere sahip olabileceğim aklıma gelmezdi ama üçüzlerim prematüre doğdu. Onları meslektaşlarıma ve doktorlara güvenle emanet ettim. Prematüre hemşiresi olarak süreçleri bilmek kaygı düzeyini tabii ki artıyor ama Kent Hastanesinin katkısı çok büyük. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Bebeklerimin onların ellerinde olduğunu bilmek beni çok rahatlattı. Çünkü her buraya geldiğimizde iyiler mi diye onların gözünün içine bakıyoruz. Bizim için zor bir süreç ama onlara emanet olduklarını bilmek bizi rahatlatıyor. Prematüre yoğun bakımda çok ilerledik. Doktor ve hemşire arkadaşlarımızın sevgi, sabır, özveri ve şefkatle çocuklarınıza baktıklarına inanın. Annelik içgüdülerinize de inanın ve güvenin. Bebeklerinizi sevgiyle kucaklayın” demişti.
"Çok ender bir vaka"
Kent Hastanesinde üçüzlerin doğumunu gerçekleştiren Op. Dr. Salim Şehirali de Defne’nin hiç su kalmamış kese içinde yaşama asıldığını belirterek, “Ben Ceren Hanım’ı takibe gebeliğinin 14. haftasında başladım. Su kesesinde ciddi sıvı kaybı vardı. Böyle vakalar dünyada çok ender görülür. Defne böyle bir vaka. Gebeliği mümkün olan tedavileri uygulayarak ve takip ederek sürdürmeye çalışmıştık ama doğası gereği çoğul gebeliklerde erken doğum riski yüksektir, öyle de oldu. Erken ve düşük kilolu doğdular” açıklamasında bulunmuştu.
Duyuru
İnegöl Online mobil uygulaması güncellendi TIKLA HABERLER CEBİNE GELSİN