Bugün itibarıyla sistemi kuranların, düşmandan çekinmenin yanında dosttan da çekinecek hale geldiklerini belirten Ataman, "Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki artık devletler sadece düşmandan tehdit almıyorlar, dosttan da tehdit algılar hale geldiler. Mesela Türkiye olarak biz bunu iliklerimize kadar yaşıyoruz. Herhalde en fazla Türkiye aleyhine davranan devletlerin başında NATO Müttefikleri geliyor. Bu içinden geçtiğimiz dönemde, güçlü yapabileceğini fazlasıyla yapıyor, güçsüz olanlarda katlanacağı kadar katlanabiliyor. Aslında bu güç ve menfaat merkezli bakış açısının vicdanı da yoktur, ahlakı da yoktur. Bu zaman diliminde Türkiye gibi orta ölçekli devletlerin bir avantajı da var. Çok sayıda birbirine meydan okuyan küresel aktör olduğu bir dünyada küçük devletlerin bunları birbirine karşı kullanma imkanı onlar için bir avantajdır. Dolayısıyla küçük devletler, küresel rekabetin olduğu devletlerden fayda sağlar hale geldiler. Kendilerine bir çok çıkış stratejisi imkanı sağlar hale geldiler. Son dönemde güvenlik meselesi sadece askeri alana ait bir kavram olmaktan çıktı. Sağlık güvenliği, gıda güvenliği ve çevre güvenliği gibi alanlarda da güvenlik problemi ortaya çıktı. Yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşmasıyla beraber insanlığı tehdit eden güvenliğin çok farklı boyutları ortaya çıktı. Türkiye dünyada olup biten her şeye son zamanlarda ‘Ankara Merkezli’ bir cevap vermeye çalışıyor. Türkiye 200 yıldır Batı ile angaje olan dış politikasını terk ederek, kendi ayakları üzerinde duran bağımsız bir perspektifle siyaset üretmeye çalışıyor. Batılı devletlerin Türkiye karşıtlığının nedenleri arasında ne Türk karşıtlığı var, ne Tayyip Erdoğan karşıtlığı var ne de onun siyasal İslamcılığı var. Türkiye’nin bugünkü dostlarının ve düşmanlarının tavrını da belirleyen asıl unsur, özellikle büyük devletlerle olan ilişkilerinizde onlara ne kadar hizmet ettiğiniz belirliyor. Türkiye’nin bağımsız politika izlemeye başlaması, Türkiye’nin en büyük günahı olarak kayıtlara geçmiştir. Ülkemizin son zamanlarda askeri güvenlik alanında yaptığı yatırımlarla, kendi ihtiyaçlarını yüzde 5’ini karşılayabiliyorken bugün bu oranın yüzde 70’lere çıkmasıyla kendi ayakları üzerinde durabilecek hale gelmesini sağlamıştır. Şuanda askeri anlamda ortaya konan yeniliklerin bize açıklanan kısmı mevcut olanın ancak küçük bir kısmını oluşturuyor. En faydalı ve verimli askeri ürünleri kendimiz için üretiyoruz" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Prof. Dr. Muhittin Ataman konuşmasının sonunda, Batı’nın İslam dünyasında ve ülkemizde destek olup arka çıktığı örgütlerin daha çok ‘köksüz’ örgütler olduğunu ifade etti.
Duyuru
İnegöl Online mobil uygulaması güncellendi TIKLA HABERLER CEBİNE GELSİN