"Türkiye’nin coğrafi üstünlüğünü bertaraf etmek istiyorlar”

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
25 Oca 2018 / Per 11:24
/ 35 Kez Okundu
| |

Türkiye’nin gündemi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’e gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı ilgili olarak geniş bir akademik değerlendirme yapan Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Andaç Karabulut, aynı zamanda Terör Koridoru’nun önemli bir konu olduğuna değinerek, “Türkiye’nin coğrafi üstünlüğünü bertaraf etmek istiyorlar” dedi

Türkiye’nin gündemi olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’e gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekâtı ilgili olarak geniş bir akademik değerlendirme yapan Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Andaç Karabulut, aynı zamanda Terör Koridoru’nun önemli bir konu olduğuna değinerek, “Türkiye’nin coğrafi üstünlüğünü bertaraf etmek istiyorlar” dedi.
Dünyanın ve Türkiye’nin gözü Afrin’e yapılan Zeytin Dalı Operasyonu’nda. İstanbul Esenyurt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Andaç Karabulut akademik anlamda bu operasyonun öncesini ve olabilecek olanlar hakkında merak edilenleri yanıtlarken aynı zamanda önemli değerlendirmelerde bulundu.
Ulusal ve uluslararası güvenlik çalışmaları alanında uzman aynı zamanda da 2013 yılında Irak’ta saha çalışmalarında bulunan Andaç Karabulut Afrin Operasyonu’nun yanı sıra son zamanlarda gündeme gelen Terör Koridoru konusu hakkında da, “Türkiye’nin coğrafi üstünlüğünü bertaraf etmek istiyorlar” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti;
“Yapılan askeri harekâtlarda arka planının diplomasiyle sağlanması çok önemlidir. Sadece ‘ordumuz güçlü’ mantığıyla gidilemez. Burada önemli olan nokta Afrin Harekâtı’nda istikrarlı bir tutum sergilenmesidir. Diplomasi alanında hem iç siyasi yapı hem de uluslararası konjonktürden alacağımız destek Türkiye’yi başarıya götürecektir. Bir diğer önemli nokta ise Suriye’deki PKK/PYD terör örgütünün kullanmaya çalıştığı hat. Burada terör örgütleri üzerinden yeni bir ticaret yolu kurulmaya çalışılıyor. Bu İran’ın kuzeybatısından başlayıp Irak’ın kuzeyi Erbil, Musul, Membiç, Afrin bölgeleri olmak üzere Akdeniz’e açılacak yeni bir ticaret yolu. Ticaret yolundan kastımız enerji nakil hattı. ABD’nin bu konuda ciddi çalışmaları var. Buzullardaki buzların erimesinden Hazar’da ki enerjinin en az maliyetle Avrupa’ya oradan da ABD’ye nasıl taşırız çalışmalarıdır. Türkiye’nin en önemli unsuru coğrafi konumudur. Bu coğrafi unsurunu güç potansiyeli olarak kullanmasını bertaraf etmek için bu projeyi uygulamaya çalışmışlardır. 2001 yılında bunun ilk temelleri İsrail’le atılmaya başlandı. 2001 yılında Türkiye - Suriye sınır hattında mayınların kaldırılması için Türkiye’ye çok baskı kuruldu. Buradaki mayınların ihale yoluyla kaldırılması istendi. Ancak Türkiye bunu kabul etmedi. Sonrasında İsrail ve ABD tarafında 2011 yılında bu konu tekrar gündeme getirildi. Bu teklif Türkiye tarafından yine kabul edilmedi. Son olarak bunun kabul edilmeyeceği üzerine ilk önce PYD ardından DEAŞ terör örgütünü çıkardılar. Literatürde cephe savaşı olarak görülse de burada terörle mücadele uygulanmaktadır.”

PYD’ye daha önce değil de neden şimdi müdahale ediliyor?
“PYD’ye uygulanan ön alıcı bir stratejidir” diyerek sözlerine devam eden Karabulut, ‘Neden özellikle bu zamana kadar beklendi?’ sorusunu da, “11 Eylül sonrasında ABD’nin terörle mücadele politikası önleyici politikaydı. Türkiye de şu anda bunu uyguluyor. Ön alıcı bir strateji ile PYD terör örgütüne karşı bir müdahalede bulunuyor. Uluslararası sistemin uygun olması beklendi. Bu bağlamda özellikle Rusya, İran, Lübnan ve diğer Ortadoğu devletlerini gözeterek gerçekleştirilen diplomatik girişimler ve askeri stratejiler çok önemli. Bir diğer neden ise askeri teknolojilerin yeterliliği hazır olmasıydı. Şuanda Afrin Harekatı’nda kullanılan askeri teçhizatın yüzde 70’i millidir. Tüm bunlar bu güne gelinebilmesi için birer süreçti ve bu süreç Türkiye’yi bugün bu konuma getirmiştir” diye yanıtladı.

Afrin Harekâtı, ABD ile durumları nasıl etkileyecek?
Sadece Afrin’den dolayı değil 2001 yılından bu yana Türkiye’nin Ortadoğu’daki tutumunun kararlı olmasından dolayı Türkiye’nin avantajlı olduğuna dikkat çeken Karabulut, “2001 yılı öncesinde Kuzey Irak’ta PKK terör örgütüne karşı pek çok kez operasyon düzenledi. Hatta Kandil Dağı’na çıkıp PKK’yı bitireceği zaman bir telefonla ordu geri çağrıldı. Ancak 2001 sonrasındaki istikrardan dolayı burada Türkiye’nin tutumunu ve kararlılığını gördüler. Bu bir avantajdır Türkiye için. Çünkü Ortadoğu’nun üzerinde sadece ABD’nin sözünün geçmeyeceği, dünyanın beşten büyük olduğu gözler önüne serildi” diye konuştu.
Zeytin Dalı Operasyonu’nun başlamasıyla PYD’ye olan bütün desteklerin yavaş yavaş çekilmesiyle birlikte PYD’nin yavaş yavaş yalnız kaldığı düşüncesi ile ilgili olarak Karabulut, “ABD açısından düşünecek olursak PYD bir ordu ve asker. Terörist bir grup değil. Sadece salt silah verilerek savaşların kazanılacağı düşünülüyor. Bu, teoride böyle olsa da gerçek hayatta bunun karşılığı olmadığı anlaşıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hareket kabiliyeti, mobilitesi, konvansiyonel savaş silahlarının etkisi, Türk iç siyasetinin istikrarı, kararlılığı ve dayanışması buna çok büyük etki etti. Bundan dolayı PYD’nin yapmış oldukları strateji batmıştır” ifadelerini kullandı.
Afrin, Soçi Zirvesini nasıl etkiler?
PYD’nin katılması tamamen engellenen Soçi Zirvesi ay sonu toplanıyor. Karabulut son olarak da Türkiye’nin Afrin Harekâtı’nın zirveyi etkileyip etkilemeyeceği hakkında da, “Türkiye’nin Soçi’den ziyade Ortadoğu’da ve Avrupa’da gelişebilecek herhangi bir süreçte elinde daha fazla kozları bulunmaktadır. Afrin’den önceki Fırat Kalkanı Operasyonu’ndaki kararlılığı, istikrarı ve ne istediğini uluslararası sisteme net bir şekilde ifade edebilmesinden dolayı Soçi’de muhakkak profesyonel hareket edecektir” diyerek sözlerini tamamladı.





Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.