Kütahya’nın adeta bir vakıf cenneti olduğunu ifade eden Vali Çelik, “Kütahya’nın her noktasında bu vakıf eserleriyle karşılaşmamanız mümkün değil. Çok ciddi bir vakıf şehri. Bu bilinç, burada bulunanların kendileri açısından muhakkak önemli; ama bulunmayan insanlara da hep beraber gücümüzün yettiğince anlatmamız lazım” dedi.
"Nesilden nesile aktaracak bir kültür inşa etmeliyiz"
Vakıflaşma sürecini Selçukluların Anadolu’ya gelmesiyle başlayan ve sınırları aşan bir tohuma benzeten Vali Çelik, “Tohumun amacı; bireyin yalnızlığını konuştuğumuz bugünün dünyasında yalnızlaşma, bireyselleşme denilen o duygunun içinde, toplumun temel dinamiklerini nesilden nesile aktaracak bir kültür inşa etmek. Bu bir süreç, bu süreci yaşatmak için güçlü vakıf duygusuna, birlik duygusuna ve bunun içinden yetişen insanlara, ekollere ihtiyaç var: Süheyl Ünver’den, Ahmet Yakupoğlu’ndan başlayarak Mustafa Kalyoncu ağabeyimizle devam eden bir ekol” diye konuştu.
Program Mustafa Kalyon’a ’Vefa ve saygı’ olarak atfedilen ve DPÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Atilla Batur’un konuşmacı olarak katıldığı panel ve sergi açılışı ile devam etti.
Programa katılan Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Köse, panelistlere Kütahya Belediyesi tarafından basılan Mustafa Kalyon’un Kütahya’da Selçuklu, Osmanlı ve Germiyan Eserleri adlı kitabını ve teşekkür belgelerini takdim etti.
Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Köse, protokol üyeleri ile birlikte sergi açılışını gerçekleştirerek, sergiyi gezdi.
Duyuru
İnegöl Online mobil uygulaması güncellendi TIKLA HABERLER CEBİNE GELSİN