28 Şubat’ta zulmettiler
28 Şub 2017 / Sal 19:24
/ 189 Kez Okundu
| |

İnegöl’de önemli bir program gerçekleştirildi. Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak hatırlanan 28 Şubat’ın mağdurları o dönem başlarından geçen olayları anlattı.

28 Şubat’ın 20. yılında; İnegöl İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (İHMED), İlim Yayma Cemiyeti, Yedi Hilal Derneği, ÖNDER İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği ile Buhara İlim ve Hizmet Vakfının İnegöl Şubeleri tarafından Sani Konukoğlu Konferans Salonu’nda ‘ 28 Şubat Zulmü Tanıklarıyla’ isimli program düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, eğitimciler Vahide Coşkun, Kerime Çiçekfidan ve Mehmet Tilgel, 28 Şubat sürecinde yaşadıkları mağduriyetleri katılımcılarla paylaştı.

FIRSAT VERMEDİLER

Başörtülü olduğundan, o dönem atandığı İstanbul'daki Eşref Paşa Lisesinde sınıfına girip görevine başlamasına bile izin verilmediğini belirten Vahide Coşkun,

“Kafamı uzatıp sınıfın içine bile bakamadım. Öğrencilerimle bir kere göz göze gelemedim. Buna fırsat vermediler. Sınıfa giremeyeceğim söylendi. İkinci gün geldiğimde okulun kapısından bu şekilde giremeyeceğimiz söylendi.”

“Üçüncü günde bahçe kapısından da artık giremeyeceğimiz, başımızı açabileceğimiz bir yer gösterildi bize. ‘Orada hazırlanıp içeri girebilirsiniz’ denildi. O gün biz alternatifleri düşünemedik. ‘Tamam yapacak bir şey yok’ dedik ve o gün okuldan ayrılırken arkama bir daha bakmadım” dedi.

OKULA KOŞA KOŞA GİTTİM

Coşkun, bu olumsuzluklara rağmen öğretmenliği asla bırakmayacağına dair kendine söz verdiğini dile getirerek,

 “İnegöl'de yaşadığım dönemde İmam Hatip Lisesi öğrencileriyle Cuma programları yaparken, ‘Allah'ım ben para pul istemiyorum. Şu çocuklarla haftada birkaç gün bir arada bulunabileceğim fırsat olsa bana’ diye dua ettim.”

“Birkaç hafta sonra ücretli öğretmenlik teklifi geldi. Benim için dünyanın paha biçilmez nimetiydi bu. Okula koşa koşa gittim. Bu bir başlangıç oldu. Şu anda öğretmenliğimin dördüncü yılındayım. Yaşıt öğretmen arkadaşlarım emekliliğe hazırlanıyorlar. Sanki aradaki 15 yıl hiç geçmedi” dedi.

YAZILI TALİMAT GÖNDERİLDİ

Başörtülü olduğu için baskı gören öğretmenlerden Kerime Çiçekfidan, 28 Şubat'tan önce Ankara'dan gelen bir müfettişin yasa dışı olmasına rağmen kendilerini konuyla ilgili bilgilendirdiğini, öğretmenlerin ve öğrencilerin başörtüsü sorunu yaşayacağını, şimdiden karar vererek önlem almaları gerektiğini söylediğini ifade etti.

İnegöl İmam Hatip Lisesinin kız bölümünde idarecilik yaparken mağduriyet yaşayan Mehmet Tilgel ise başörtülü öğrencilerin başlarını açtırması için kendisine yazılı talimat gönderildiği bilgisini verdi.

O günlerde başından geçenleri asla unutmadığını vurgulayan Tilgel,

“Gelen yazıyı sınıflarda öğrencilere imzalatayım dedim. ‘Kızlar bakın böyle bir yazı geldi. Başınızın açılması isteniyor. Bundan sonra derslere başınız açık girmeniz isteniyor. Şuraya isimlerinizi yazıp imzalarınızı atın ama başınızı açarsanız hakkımı helal etmem, açmayacaksınız,’ dedim. Ondan sonra iki müfettiş geldi. ‘Ne bu rezalet. Size yazı gelmedi mi?’ diye bağırmaya başladı.”

“Ben de ‘Müfettiş bey bağırmayın. Yazıyı da göstereceğim size. Bakın isimleri yazdım, imzalattım’ dedim. ‘Ne yaptın, başlarını açtın mı açmadın mı, onu söyle bana, uzatma’ dedi. Ben de ‘Bu makamda öğrencilerin başını açtırmak için oturmuyorum. Bu makama onun için gelmedim’ dedim.

Bana suç işlediğimi ve devlete karşı geldiğimi söylediler. Ben de ‘Devletimi seviyorum ve suç işlemiyorum' dedim. O günü yaşadım. Hala gözümün önüne geliyor” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNE VURULMUŞ BİR SET

Programa katılan Belediye Başkanı Alinur Aktaş da:

 “ 28 Şubat’ı sadece bir başörtüsü mağduriyeti veya İmam Hatip liselerine engel çıkarmak diye algılarsak çok ciddi yanlışın içerisine düşeriz.

28 Şubat, bir sürecin bir sürecin, hızla ilerleyen Türkiye’nin önüne vurulmuş bir settir. Yaşanan mağduriyetleri, din ve diyanetle yakınından alakası olmayan bir sürü yerde yaşanan süreçler.”

“Bugün 28 Şubat ile alakalı o süreçle ilgili engellerin hiçbirisi kalmadı. Olay bitti mi? Aslında 28 Şubat’tan sonra da 28 Şubatlar yaşadık. 2007’de Cumhurbaşkanlığı ile ilgili yaşanan süreç. Akabinde parti kapatma süreci. 17-25 Aralık süreci de 28 Şubat’ın farklı bir girişim süreciydi ve 15 Temmuz da bu gibi bir süreçti.

  28 Şubat süreci ve o süreçle alakalı girişimler dün de oldu bugün de oluyor bundan sonra da dönem dönem farklı şekillerle yapılmaya çalışılacak.”

28 Şubat, Türkiye’deki tüm meslek liselerinin kalitesine engel oldu. 28 Şubat 1997’de oldu. 90’lı yıllardan sonra İmam Hatiplerde kalite ciddi şekilde düşmeye başladı. 1997’den 2012’ye kadar süren mağduriyet hasretle bizi sürükledi ve 2012’den sonra böyle bir şey kalmadı. Şuan bir sürü İmam Hatip okulumuz var. Kaliteli insan yetiştirip Türkiye’nin yakın geleceğine hazırlamak 28 Şubat süreci kadar önemlidir” dedi.

20. YILINDA 28 ŞUBAT’TAN BİR İZ YOK

28 Şubat’ın bin yıl süreceğinin dendiğini anımsatan İmam Hatip Lisesi öğretmenlerinden Abdulvasih Duran,

“O gün 28 Şubat bin yıl sürecek demişlerdi ama 20. yılında 28 Şubat’tan herhangi bir iz yok. Hiçbir şeyde Allah’ı hesaba katmadan bir işin içerisine girmeyin. 28 Şubat’ı iki şekilde ele alabiliriz. O güne gelinen şartlar ve o gün yaşadıklarımız ile o günden almamız gereken dersler…”

28 Şubat’tan ne ders aldık? Bazı Müslüman kardeşlerimizin 28 Şubat acısını çektikleri halde bugünkü bazı tavırlarını anlayamıyoruz. Onların yanlış tavır içerisinde bulunmalarını da anlayamıyoruz.

Az sayıdaki kardeşlerimiz 28 Şubat’ın anlamını kavrayamamışlardır. 28 Şubat aslında önceden planlanmıştı… Türkiye’nin önünü kesmek isteyenler bir oyun içerisine girdiler.”

HEPİMİZ ÇÖKTÜK

“Biz İmam Hatip Lisesindeydik, 28 Şubat olmuştu. Nöbetçi öğrenci bir yazı getirdi, okuyan hoca sapsarı oldu. Yazıda şöyle diyordu; Pazartesi’den itibaren kız öğrenciler başları açık şekilde okula gelecekler…

Hepimiz çöktük. Bazı anlar vardır, kanserli hastayı ziyaret edersiniz, gözleriniz yalan söylemez ama sözle birbirinizi teselli edersiniz. Öyle bir durumdaydık. Birbirimizin gözüne baktık. Pazartesi günü keşke gelmese…”

“Müfettişler bizimle beraber tefsir dersimize giriyor; ‘Hocam kızların başını aç’ diyor. Siz söyleyin dediğimizde ‘Hayır, siz söyleyeceksiniz’ diyorlar. Bunlar bizim onurumuzu öldürmek istiyorlardı.

Bizi kendi elimizle hiçleştirmek istiyorlardı. 10 yıl öğrencilere başınızı örtün ayetini okumuşumdur, o gün ‘Kızlar 10 yıldır sizlere yanlış şeyleri öğrettim, bugün başınızı açın’ diyeceğim öyle mi? Müfettişler adeta duvarların üstünden atlayarak içeriye giriyor, acaba öğretmen ve öğrencileri örtülü bulabilecek miyiz diyorlar.”

1400 KİŞİLİK OKULUMUZ 270 KİŞİYE DÜŞTÜ

“O gün televizyonu açmak istemiyorduk, her gün moral bozucu haberlerle karşılaşıyorduk. Ağzı kapatılan gençlerimiz… Peruk taktığı halde acaba peruk mu yoksa kendi öz saçı mı diye onu bile kontrol eden zalimleri unutmak mümkün değil…

Ağlayarak gözleri kuruyan kardeşlerimizi biliyoruz. Örtüsü çekilirken ezilen kardeşlerimiz, okulu bırakan zeki öğrencilerimiz, azalan okul mevcudumuz… 1400 kişilik okulumuz 270 kişiye düştü. Üniversiteye girişin engellenmesi gibi konularla karşılaşıldı. Birçok ilçenin imam hatipleri kapatıldı.

Darbeler anayasaya uygun muydu? Bugünün kıymetini bilelim, birlik ve beraberlik içerisinde olalım. Haktan ayrılmayalım” diye konuştu.


Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.