4 Dernekten açık destek! İsmail Özkan yeniden aday adayı

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
#İnegöl | Haber Merkezi
22 Mar 2023 / Çar 17:10
/ 3.173 Kez Okundu
| |

24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde AK Parti Bursa 2. Bölgeden Milletvekilliği aday kadrosuna sürpriz bir şekilde giren İsmail Özkan, aradan geçen 5 yılın ardından yeniden aday adayı oldu. Özkan’a İnegöl’deki 4 hemşeri derneğinden destek geldi.

Qaburga Et Restaurant’ta düzenlenen basın toplantısına desteklerini açıklayan Muş İlder Başkanı Yunus Akçan, İnegöl Bitlisliler Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Metin İbiş, Van İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Şakir Çelik, Posoflular Derneği Başkanı Mahsuni Canbay,  yönetim kurulu üyeleri ile mahalle muhtarları katıldı.

Kahvaltının ardından bir konuşma yapan Milletvekili aday adayı İsmail Özkan, “İnegöl’ümüze,
Bursa’mıza gerek sosyal gerek siyasi faaliyetler ile hep beraber değer kazandırmak niyetindeyiz. Bu zamana kadar iyisiyle kötüsüyle milletimize destek olduk ve nasip olursa mecliste devam edeceğiz. Ankara’daki istişarelerimiz ki sadece seçim için 3 defa gittim benim için umut vericiydi. Ve böylece milletvekilliği aday adaylığı başvurumu geçtiğimiz Perşembe günü Ankara’da yaptım.”

TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ

Özkan konuşmasının devamında “Sayın dernek başkanlarım, başkan yardımcılarım ve yönetim heyeti; sayın muhtarlar, kıymetli misafirler, değerli basın mensubu arkadaşlar ve aziz ve necip milletim. Sizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Yüzyılın felaketi olarak bilinen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyorum. Dünyada bir benzerini az rastlanan bu felakette, yine benzini az rastlanan büyüklükte arama kurtarma çalışmaları gerçekleştirdik. Başta necip milletimiz, ahde vefa gösteren devletler ve sıra bizde diyen uluslararası örgütlerle yaralarımızı hızla sarıyoruz. Amacımız, seçim sürecini hızla geride bırakıp depremde zarar gören yerleri, yeniden imar etmek ve Türkiye yüzyılı için çalışmak olmalıdır” dedi.

EĞİTİM SORUMLULUĞU AİLE İLE BİRLİKTE DEVLETİNDİR

Özkan, “Geleceğimizin teminatı olan gençler için; millet için, devlet için hayallerimle çizdiğim yol haritasını ve bazı projeleri sizlere açıklayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Partiden milletvekili aday adaylığımı duyurmuş olacağım. Devlet ve millet için iyi dileklerim adalet ile başlıyor. Şöyle ki: devlet toplum içindir ve dini adalettir. İnsanlar ortak bir irade ile insanca ve güven içinde yaşayabilmek için devlet kurar, yaşamlarına kanun ile disiplin getirirler. Devlet toplumu insanca yaşatırken güzel ahlak ile dünyayı imar etmeli çünkü bireyden aileye, aileden devlete şeref ve itibar böyle kazanılır. Yani devlet, ortak iradeye yol gösteren bir öğretmen ve baştır. Yaşadığınız gibi yönetilirsiniz ve yönetildiğiniz gibi yaşarsınız. Öyleyse kendimizi geliştirmeli ve güzel ahlak ile beslenmeliyiz. Eğitim sorumluluğu aile ile birlikte devletindir. Devlet, özlemini duyduğumuz insanlık için önce güzel ahlak öğretmelidir. Bunun için ana sınıfından itibaren sevgi, teşekkür, nezaket, edep ve adap gibi kavramlar, bu kavramları yaşayan öğretmenler tarafından uygulamalı dersler olarak öğretilmelidir. Bu bağlamda öğretmenlere hak ettikleri itibar kazandırılmalı ve yetiştirilmelerinde özel önem gösterilmelidir. Öyleyse bedenimizi ve aklımızı edep ile bilerken doğru bilgi ve kaynaklarla geçmişe dayanan, geleceğe hazırlanan bir toplum olmaya gayret göstermeliyiz. Eğitimle ve genel bilinç düzeyinin arttırılmasıyla kazandıklarımızı kaybetmemek için can, mal, aile ve kadın güvence altına alınmalıdır. Devlet bunun için medya başta olmak üzere her türlü imkan ile aile kurumunu ve kadını bir hazine gibi korumalı ve bu hazineye yönelik ihlalleri sert bir şekilde bertaraf etmelidir. Öyleyse çocuklarımızın ilk öğretmeni ailelere sahip çıkmalı, evlilik kurumunu ve gençleri maddi ve manevi desteklemeliyiz.” “Adaletin tesisi ve güvenilirliği için kuvvetler ayrılığı teşvik edilmelidir. Yargılama sistemi ve yasalar, genel çerçevesi kesin hatlarla belirlenmiş, topluma daha yakın ve anlaşılması kolay bir yaklaşımla düzenlenmelidir. Böylelikle toplumun bilinçlendirilmesi daha kolay olur. Toplum ve devleti yaklaştıran emniyettir. Böylece yaşadığımız toplumun huzurunu temin için yasalara saygılı olmalı ve haklarımızı bilmeliyiz. Bu devlet çok köklü ve şerefli bir tarihe, oldukça zengin bir kültüre sahip olduğundan Anayasası da adaleti, insanı, doğayı ve kültürü esas almalıdır. Anlaşılması kolay her tarafı birbirini tutan ve gücünü toplumdan alan, itibarına yakışan bir metin olmalıdır. Böylece ilk iş olarak, kanunlarda bulunan eksiklikleri ve aykırılıkları gidermeye gayret göstermeliyiz. Bu konuda tarihinin bilincinde dürüst ve şerefli temsilcilere ağır bir sorumluluk vardır. Devlet, iç işlerinde sağlanan istikrar ile dış politikada şahsiyet sahibi ve güçlü olmalıdır. Şerefi milletinden aldığı gibi itibarı da tarihinden almalıdır. İnsan ilişkilerinde hırs ve cimriliğin dostu kaçırması gibi bu durum uluslararası ilişkilerde de rezillik ve zulme sebebiyet verir. Biliyoruz ki sömürü ve zulmü ancak geniş bir sine göğüsleyebilir. Devletimizin kana bulanan işgalci ve sömürgeci devletler gibi davranma fıtratı yoktur. O devletler ki; özgürlük, demokrasi, insan hakları ve terörle mücadele gibi beyefendi maskelerinin ardına çirkin yüzlerini saklarlar. Devlet ve millet olarak biliyoruz ki maskeler elbet düşer. Üstelik yalan ve zulmün sonu hem acı verici hem rezil edicidir. Öyleyse bireyden aileye, aileden devlete, devletten dünyaya doğru olan bu köprüyü güzel ahlak ile temizlemeliyiz.”

“Kültür, sanat ve fenni ilimlerde daha ileriye gidebilmek için düşünce ve düşüncenin ürünü ifade, hürriyetle kavuşmalı yani aynı fikre sahip olanlar uygun şekillerde örgütlenmelidir. Bu hürriyet teşvik edilmeli herkes inancını istediği gibi yaşayabilmelidir. Ancak inançların, toplumun sağlığı ve toplumun içerden çürümemesi için güzel ahlaka sahip ve doğayla barış içinde olması şarttır. Böylece iç dünyası sağlıklı bireyler olarak üretmeye gayret etmeliyiz ki dünya da güzelleşsin. Üretken bir toplum ve dünyayı imar eden bir devlet için vergiye gereken kıymet ve özen gösterilmelidir. Liberal devlet düşünce yapısından arınarak ve sosyal devlet disiplinine yaklaşarak, vergide adalet ve insanlık gereği yoksula pozitif ayrımcılık ile asgari ücretten ve temel ihtiyaç maddelerinden alınan vergi azaltılmalı ve mümkünse kademeli olarak kaldırılmalıdır. Açlık çeken ve evsiz kalan vatandaşlara devlet kucak açmalıdır. Aile içindeki bakıma muhtaçların yine aile tarafından bakımı teşvik edilmeli, gerekli maddi ve manevi destek verilmelidir. Vergileri de işleten iktisadi sistem ve ekonomi politikaları işlevsel ve verimli bir hale getirilmelidir ve kamu borçlanmaları kontrol altına alınmalıdır. Liberal devletlerin bir âdeti olan israf ve yolsuzluk, ne yazık ki sosyal devlet disiplini yeterince benimsenmediği, adalet ve denetim mekanizmaları yeterinde güçlü olmadığı için aynı hastalık ile devletimiz de uğraşıyor. Mücadele, eğitim ile başlamalı çünkü hiçbir tedbir güzel ahlak kadar güçlü değildir. Öyleyse dünyanın ve menfaat üzere kurulan dostlukların bir sonu olduğunu sıkça hatırlamalıyız.”

“Milli gelirimizi katma değeri yüksek ürünlerin teşviki ile desteklemeliyiz. Bunun için her türlü üretim tesisleri çevreci bir kalıba sokularak ve maliyetleri azaltılarak desteklenmelidir. Enerji ucuzlatılmalı ve bunun için petrol ve doğalgaz aramaları artırılmalı, işlenmesi ve işletilmesi sağlanmalıdır. Yenilenebilir enerji teşvik edilmeli ve nükleer enerji tesisleri artırılmalıdır. Öyleyse işletmelerimizden evlerimize kadar enerji israfından kaçınmalıyız. Devlet topraklarımızın idaresi için düzlükleri mümkün olduğunca tarıma ve yeşilliğe ayırırken yüksek yerleri yapılaşmaya ayırmalıdır. Özellikle deprem riski olan yerlerde şehircilik anlayışının temelini yatay yönde mimari oluşturmalıdır. Öyleyse depremlerden ders çıkarıp depreme dayanıklı yapılara yerleşmeliyiz. Hazinelerimizin başında topraklarımız gelir. Hazine arazileri ıslah edilerek tarım ve hayvancılığa açılmalıdır. Toprak özelliklerine göre haritalama yapılmalı, çiftçiye ve yetiştiriciye ziraat mühendisi veya veteriner atanmalıdır. Teknik destek, teşvik ve iştirak devletin görevidir. Öyleyse kendi kendimize yetmek ve dışa bağımlılıktan kurtulmak için topraklarımızın kıymetini bilmeli ve çalışmanın güzelliğini fark etmeliyiz.”

PİLOT PROJE: İNEGÖL DOĞAL ÇİFTÇİ PAZARI

“Tarla ile Pazar arasında yer yer 5-10 katına çıkan fiyat farkına karşı ulaşımı kolay bir yere kurulan üreticilerin satış yerleridir. Sadece çiftçilere tahsis edilir. Amaç çiftçinin malını değerinde satarak mesleğini daha iyi icra etmesini sağlamak ve vatandaşın da uygun fiyata toprak mahsulleriyle buluşmasını sağlamaktır. Tarla kira sözleşmeleri benzeri düzenlemeler mecliste çiftçi lehine düzenlenerek aracıya bağımlılık azaltılmalıdır. Ayrıca ürünün değerinde satılacağı kendilerine ait bir pazarın olduğunu bilmek bile çiftçinin, orantısız fiyat artışlarına karşı toplumu korumasına yeter.”

PİLOT PROJE: MİLLETVEKİLLİĞİ OFİSİ

“Toplumun temsilcileri insanlarımıza ne kadar yakın olsa azdır. Mecliste harcadıkları mesai kadar kendi seçim bölgelerinde açtıkları milletvekilliği ofislerinde vatandaşlarıyla iç içe olmalıdır. Temsilcilerimizin herkese yetişmesi mümkün olmadığından herkes temsilcilerimize yetişmelidir. Öyleyse milletvekili olmak nasip olursa Bursa/İnegöl’de bir seçim ofisi ve seçimden sonra da daimi bir milletvekilliği ofisi açalım.”

TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN BİR FİKİR: E-VATANDAŞLIK SİSTEMİ

“E-devlet ve vatandaşlık sisteminin iyileştirilerek kripto para altyapısının kurulması ve denemelerin yapılması ile geleceğin dünyasına önde başlamak mümkün olabilir. Vatandaşa bronz kart, üretici ve emekliye gümüş kart, şehit yakınları ve gazilere altın kart benzeri bir yöntem ile teşvik ve imtiyaz (vergi, ulaşım vb…) verilebilir. Öyleyse geleceğin dünyası bizimken geride kalmamak adına daha fazla fikir üretmeliyiz. Böylece kendime anlattıklarımı sizde dinlediniz. Gayemiz inancımızın emrettiği şekilde insanca yaşayabilmektir. Kötü şeyleri düzeltmek ve iyi işler yapmak gücümüzün yetmediği yerde ise en azından iyiliği bozmamaktır. Benzer umutlar ve fikirler taşıyan herkesi bekliyoruz. Sizin için sadece hoş karşılanma vardır. Efendiler! Hayaller, gerçekleştirmek için irade varsa anlamlıdır. Bir irade ortaya koyuyorum ve inanıyorum ki yakında büyük bir aile olacağız. Sizleri saygı sevgi ve muhabbetle selamlıyorum.”

İSMAİL ÖZKAN KİMDİR?

1998’de Muş’un Bulanık ilçesinde doğdu. Aslen Bitlislidir. İlk ve orta öğrenimini Bulanık Gazi İlk ve Ortaokulu’nda, liseyi Antalya Aksu Anadolu Öğretmen Lisesi’nde, üniversiteyi Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde ardından Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okumakla birlikte 2021’den beri aile şirketinde yönetim kurulu başkanı olarak çalışmakta. Küçük yaşlardan itibaren sosyal ve ticari hayatın içinde yetişti. 27. Dönemde Bursa Milletvekili Adayı olarak 2. Bölgede çalıştı.











Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.