Bursa’da ihanet gecesinde yaşananları teker teker anlattı

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
Bursa’da ihanet gecesinde yaşananları teker teker anlattı
#İnegöl | Haber Merkezi
15 Tem, 2019 / Pzt 17:02
/ 1.080 Kez Okundu
| |

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa’da neler yaşandı? O dönem Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı olan Emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık, o gece yaşananları anlattı.

15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı dönemde Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanlığı görevini yürüten emekli Tümgeneral Seyfullah Saldık, Kanal 16'da o gece Bursa'da yaşananları anlattı.

Gelişmelerden o gece saat 22.53'te konutunda haberdar olduğunu ve erkan başkanına Jandarma Özel Harekat (JÖH) Timi'ni Garnizon nizamiyesinde görevlendirme emri verdiği kaydeden Saldık, özetle şunları anlattı:

'EMRİM GİZLENMİŞ'

"Sanık Yurdakul Akkuş, saat 23.00'te darbe emir komutasını kurmak için herkese emir vermiş. Ben de 22.53'te erkan başkanına emir verdim: 'JÖH'ü nizamiyeye diz, içeri kimse girmeyecek.' Bu emre uyulmadığı mahkeme ortaya çıktı. JÖH timi geciktirilmiş ve Yurdakul Akkuş'un içeri girmesi sağlanmış. 23.10'da geliyor. Yasal komutanın emri gizleniyor."

'DARBE EMRİ CEBİNDE DEĞİLDİ'

"Akkuş, harekat merkezine giriyor, vardiya amirinin masasına oturuyor. Genelkurmay'dan Alay'a gönderilen o darbe emrini, o cebinde filan da çıkmadı, jandarma uzman çavuş götürdü çantayı verdi, bunlar mahkeme kayıtlarında yer alan teyitli bilgiler. Akkuş, darbeyi 23.00'te tüm emir komutasıyla başlatıyor. Ben de harekat merkezinden gelen bilgiyle JÖH talimatını verdim. Osmangazi'den Garnizon'a geliyor, darbeyi Garnizon'dan başlatıyor. Akkuş, darbe emrini bütün ilçe jandarmalara çekiyor. Emir ilçelere telsiz emri olarak veriliyor. İlçe komutanları bütün personeli topluyor."

'SİLAHLANMA EMRİ VERMİŞ'

"Makamında çaycılık yapan iki askere 'Gidin silah ve mühimmat alın gelin' diyor. Bu, Bursa Garnizonu darbecilerin emir komutasına girmiş demek. Bu ne demek? Bursa Garnizonu düşüyor, düşüyor!.. Türkçesi bu... Tek karşı koyan Seyfullah Saldık. Emrime rağmen karşı koyulmuyor, içeri girdiği de bana haber verilmiyor."

'BENİ ÖLDÜRMEK İÇİN...'

"Ben 15 dakika nizamiyede mücadele ettim. Bana kimse 'Komutan bağırıyorsun, Yurdakul içeri girmeyecek diyorsun da Yurdakul içeride, darbe yapıyor' demiyor. 23.10'da emrime rağmen içeri giriyor. 156'yı kapattırıyor. Beni öldürmek için iki askere silah mühimmat aldırıyor. 100 kişi de silah mühimmat için garnizona gelmiş. Her zamanki gibi doğrudan makama gitmedim nizamiyede indim. Böyle olunca onun beni öldürme planı düştü."

'SÜRÜKLEYEREK NİZAMİYEYE GETİRDİM'

"Canımla, doğaçlama müdahalemle sökerek döverek, onu koşup yakalayıp yakasına yapıştım, yakasına iki elimle yapıştım. Bunu bir tane uzman çavuş anlattı mahkememize, bir tane vatan evladı çıktı. Ben onu çektim, o beni çekti; sürükledim nizamiyeye getirdim. Ondan önce JÖH'ü konuşlandırdım, silahlıkları kapattırdım, bir kucak dolusu kilidi aldım, odama götürdüm, çekmece koydum. Hangi general yaptı bunu bu ülkede? Uzman çavuşu dövdüğümü artık bütün Türkiye biliyor. Ama ona aksi yönde ifade vermesini telkin etmişler. Bütün ümidim bu görüntülerin ortaya çıkması."

'O GARNİZONU YUMRUKLARIMLA GERİ ALDIM'

"O gece iki komutan var: Biri hain, darbeci Akkuş, biri bu vatanın evladı Seyfullah Saldık. Aşikare verdiğim bütün emirleri yapmayanlar haindir. Bursa halkımıza söylendi mi? Garnizon düştü, darbeci sanık Akkuş geldi, bu garnizonu ele geçirdi, yarım saat oradan darbe yönetti, ama Allah razı olsun, Seyfullah Saldık Paşa koştu geldi, canını ortaya koydu, ölümden döndü. Milletin namusunu geri aldım ben geri, kim ne anlatıyor. Nerdeymiş diğerleri. Evinde oturup çay içip televizyona bakanlar... Onlar üstün oldu da ben olamadım öyle mi? Dönen dolaplara bak, yapılan ihanete bak!.. Bir vatan evladını bu kadar büyük bir kumpasla yok ediyorlar. Ben o garnizonu yumruklarımla geri kaldım. 'Ben emri Cumhurbaşkanı'mdan, Genelkurmay Başkanı'mdan alırım, dağılın' dedim, 'Yoksa vurun hepsini...'"

'BAŞSAVCI 'SABAHA MI BIRAKSAK' DEDİ'

"Yurdakul Akkuş'un gözaltı kararını ben aldım. Hemen başsavcımızı aradım. Ben söylediğimde başsavcımız 'Ya Paşam, acaba sabaha mı bıraksak?' dedi. Böyle bir tereddüt geçirdi. 'Hayır, derhal!' dedim. 23.50'de Akkuş nizamiyeden ayrılmış, daha o nizamiyedeyken, yoldayken gözaltı kararı verdim. Yardımcılarına 'Derhal yanıma geleceksiniz' dedim. Bana rol biçe biçe, eski il emniyet müdürümüz, yazıklar olsun, 'Sadece JÖH'ü emrimde tuttum' öyle mi?"

'KORUMALARIMIN İFADESİ NEDEN ALINMIYOR?'

"Nizamiyeden Osmangazi Jandarma'ya 15 dakikada gidersiniz. Yurdakul, yoldayken gözaltı kararı aldırdım. Koruma erlerimin, şoför erlerimin ifadelerini almıyorlar. Polis almıyor, savcılık da almıyor. Neden?"

'VALİMİZİ 3 KERE ARADIM'

"O gece Sayın Valimizi 3 kere aradım. Bir evimden çıkınca aradım (Münir Bey'i de aramışım, o da yazdı) 'Nizamiyeye müdahaleye gidiyorum, emrinizdeyim' dedim. 23.50'de aradım, 'Kriz merkezi kurdum, gözaltını yönetiyorum' dedim, polis ekibi istedim. 'Tamam paşam' dedi. Döndüm Emniyet Müdür Vekilini aradım gözaltı için. Nasıl inkar edersiniz Vehbi Bey. Üstelik iki kere aradım."

'OSMANGAZİ JANDARMA'DA NÜMAYİŞ OLMADI'

"Akkuş, 00.05 civarı varıyor Osmangazi Jandarma'ya. 00.10'da yanına 4 kişi giriyor. 5 dakika oturuyorlar. 00.15'te polis gelince, diğerleri kaçmış. Orada bir kargaşa, nümayiş yok, ama rapora öyle girmiyor. Bir Yüzbaşı gönderdim. 20 dakikada 7 kez telefonla görüşmüşüm. Polisin içeri alınmasını, mukavemet gösterilmemesini sağladım. Polislerle yarım saat sohbet ediyorlar. Kelepçe vurmuyorlar. Gidiyorlar."

'DARBE EMRİ VE EKLERİNİ SAVCILIĞA TESLİM ETTİM'

"Çanta kalmış Osmangazi'de. Götürüyor Jandarma uzman çavuş, Acemler Polis Merkezimize teslim ediyor. İçinde darbe emri var. Bunun teslimi benim sayemde. Bana 'Sabaha bırak' dendi. Sabaha bıraksaydım olacak mıydı bu iş? O darbe emri hem alaya hem bölgeye geliyor. Bölgeye gelen emri de okudum makama geçince. Ekinde sözde görevlendirme listesi, valiler, garnizon komutanları... Okuyunca dehşete düştüm. Hemen Başsavcımızı aradım. Başsavcımız 'Çok kritik bir belge' dedi. Saat 00.10-00.15... Savcılıktan ekip, iki polis geldi. Gönderdim. O belge nerde, onu gelip alan polisler nerede, bunun tutanağı, kaydı nerede?"

'BENİ ÖLDÜRMEYE VAKİT BULAMADILAR'

"Bütün emeklerimi çaldılar, yetmedi onurumu çalmaya kalktılar. Siz kimsiniz ya! Siz nerede yaşıyorsunuz? Sizin sahte ifade alma, yazma, sahte rapor düzenleme yetkiniz nerede var? Artık yazılan sahte raporları değil, mahkemede ortaya çıkan gerçekleri konuşalım. O kadar sert, o kadar gönülden, cansiperane bir mücadele yürüttüm ki şaştı kaldılar, beni öldürmeye vakit bulamadılar."

'BALIKESİR'DEKİ İSYANI DA ÖNLEDİM'

"Balıkesir'deki isyanı da önledim. Bütün illerimize sahip çıktım. Bu insanı ertesi sabah, yakasına yapışıp sürüm sürüm sürükleyip sülük gibi attığı darbeci albayla aynı listeye yazıyorlar. Helal olsun size, yakışır size. Vatan evlatlarını çiğneyin bakalım."

'BENİM HAKKIM MADALYAYLA TERFİ ETTİRİLMEKTİ'

"Benim onurum kırıldı. Ama vicdanım rahat. Her an göreve hazırım. Allah mutlak adildir. Benim hakkım, alnından öpülüp madalyayla terfi ettirilmekti. Benim hakkım yerlerde süründürülmek miydi? Meslekten atılmak mıydı? Ben vatanıma milletime hizmet etmek istiyorum. Bunu talep ediyorum büyüklerimizden. Bekliyorum hala..."

'KAÇ GENERAL BUNU YAPTI?'

"Bir kaos ortamı oldu, buna inanıyorum. Ben büyüklerimizi çok seven bir insanım. Öyle olmasa 11'in buçuğunda 200 kişinin önüne geçip 'Dağılın ulan, ben emri Cumhurbaşkanımdan alırım' diye meydan olur muyum? Kim yaptı bunu, kaç tane general yaptı? O kaosta birileri bir oyunlar çevirdi, ama devlet büyüktür, devlet hakiki mağdurları, böyle karşı koyup mağdur olanları almalı, alnından öpmeli, onurunu kurtarmalı."

ÖNCE YANLIŞLIKLA LİSTEYE ALINDI, SONRA EMEKLİYE SEVK EDİLDİ

Saldık, 15 Temmuz ertesi önce İçişleri'nce meslekten uzaklaştırılmış, daha sonra yanlışlık düzeltilmiş, ancak ardından da emekliye sevk edilmişti. Saldık, TBMM Darbe Araştırma Komisyonuna verdiği ifadede yaşananları şöyle anlatmıştı:

"Gözaltı yaparken Ankara'dan aldığım telefon ile görev odamda dünyalar başıma yıkıldı. Meslekten uzaklaştırılma. İçişleri Bakanlığı'nın saat 11.00 gibi bakanlıkta yaptığı 37 kişilik listenin içine, gece fiilen darbeye katılan adi ve alçakların arasına beni yazdılar. Bak elim titriyor. Bölücü örgütün bir saldırısına maruz kaldım, önce korumam şehit oldu, ardından binbaşım, ilçe jandarma komutanım şehit oldu, mayına bastı. Darbe gecesi yaşadığım stresi, o anda yaşamadım. Bunu samimiyetimle ifade ediyorum. Valimiz de hemen Efkan Ala'yı aradı, o da çıktı, konuyu daha söyler söylemez telefonun sesini dışarı verdi. Tamam, tamam onda bir yanlışlık oldu, düzelecek, dikkate almayın dedi. Telefonun sesini dışarı verdi. Sayın valim talimat verdi. Paşam geliyor, makamına gelecek, görevine devam edecek dedi. Siz general de olsanız, ilgili bakanlık görevden alırsa, bir şey yapamazsınız. 15 gün sonra ikinci şoku yaşadık. İlk defa KHK ile jandarma generallerinin terfileri YAŞ'tan çıktı. İçişleri Bakanlığı'na verildi. Ertesi gün gece yarısı kadrosuzluktan emekli edilmişim."





Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.