Eskiden İnegöl’de ramazanlar böyle kutlanırdı

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
Eskiden İnegöl’de ramazanlar böyle kutlanırdı
27 May 2017 / Cmt 13:46
/ 14.208 Kez Okundu
| |

Ekrem Hayri Peker’in İnegöl’de Nostaljik Bir Gezinti isimli kitabından İnegöl’de eski ramazanlar anlatıldı.

Ekrem Hayri Peker’in İnegöl’de Nostaljik Bir Gezinti isimli kitabından İnegöl’de eski ramazanlar anlatıldı.

İşte kitaptaki o bölümler;

İFTAR SAATİ SİREN ÖTERDİ

Ramazanlarda iftar saatinin başlangıcını öten siren haber verirdi. Kurt ulumasına benzetirdik sesini.

Çarşının yakınında Gazipaşa ilk Okulu bulunuyordu. Eski bir konak okula çevrilmiş. Koca kapısından girince solda merdivenlerle çıkılan iki oda bulunuyordu. Sanırım hizmetliler burada kalıyordu. Okul üç katlıydı. Çatı katındaki malzeme odasında iskelet bulunuyordu. O yılları düşündüğümüzde eğitime verilen önem göz kamaştırıyor.

KÖR SANATÇILAR GELİRDİ

Okulun geniş bahçesinin solunda tuvaletler ve çeşmeler, sağda yüz-yüzeli kişilik bir kapalı salon bulunuyordu. Kör şarkıcılar geldiğinde bahçede dinlerdik. Kapalı salonda tiyatro ekipleri; meddahlar, orta oyuncuları gösteri yaparlardı. Beşinci sınıfta bir tiyatro sergilemiştik. Kıyafetleri Kaşıkçıoğlu İlk Okulu’nun mehter takımından almıştık.

 

Tiyatro salonunda 8 mm’lik makinelerde bize propaganda ve belgesel filmler oynatılırdı. Bahçede ve salonda kına, sünnet ve düğünler yapılırdı.

ZORLA İÇİRİLEN SÜT TOZU

 O günlerde bizlere zorla içirilen “süt tozu” vardı. Amerika’dan bizim gibi ülkelerin kalkınmasına yardım için gelen “yardım gönüllüleri” yanlarında ABD imalatı süt tozunu da getirmişlerdi. Amerikalıların bu yardımını reddedip içmezseniz ikna için öğretmenlerimizin tokatları devreye girerdi. Ya da iki elinize bir cetvelle vurulurdu. Ben öğretmen çocuğu olduğum için bir cetvel vurulurdu. Süte karşı soğukluğum o günlerden kalma. Okulumuzun bando takımı ve izci takımı vardı. Ben boru çalmayı beceremediğim için izci takımına girdim.

ZARFLA FİTRE TOPLANIRDI

1940 yılların başında yapılan Hükümet konağı ve Ziraat Bankası, sinemanın bulunduğu meydanda Atatürk Heykeli vardı. Tüm okullar toplanır, halkın alkışları arasında resmigeçit yapardık. Bayramlarda THK kumbaralarıyla para toplanırdı. Ramazan aylarında THK zarflarıyla fitre toplanırdı.

19 Mayıs şehir stadyumunda kutlanırdı. Liseyi bitirmemize yakın bir bölümüne beton tribünler yapıldı. Bazı özel günlerde bir manga asker gelip Atatürk Heykelin önünde ihtiram atışı yapardı. Kara kuvvetleri öğrencileri ilçemize gelmiş ve bir yürüyüş yapmışlardı. Sonra Heykel’de bir manga atış yapmıştı.

TIRLAR DOLAŞIRDI

Aydınlanma gaz lambalarıyla yapılırdı. Sonra lüx denilen aydınlatma araçları çıktı. Her evde bulunmazdı. Kalabalık toplantılarda, kınalarda kullanılırdı. Parlayıp tutuştuğu için tehlikeliydi. Elektrik kullanımı yaygınlaştıkça, bunların kullanımı azaldı. İpragaz çıkınca gaz ocakları devri başladı. Yemek pişirme kolaylaştı. Arçelik tırları panayırları dolaşır ve yeni çıkan beyaz eşyaları tanıtırdı.

Babam, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün resim bölümü sınavları için Ankara’ya gittiğinde Amerikan Pazarı’ndan Frigidere yazılı kullanılmış bir buzdolabı getirmişti. Bakır çamaşır kazanı ve leğenlerinin yerini plastikler kullanışlı olduğu için almıştı. Sepetler, küfeler zaman içinde yaşamımızdan çekildi.

RAMAZAN YUFKASI KURUTULUR 

Sini dediğimiz geniş tepsilerde yemek yerdik. Önce sofra bezi serilir, sini kasnak veya dört ayak üzerinde konulurdu. Bazen yuvarlak ayaklı hazır ahşap sofralar kullanılırdı. Bu sofralarda yufka açılır, erişte kesilirdi. Ramazan öncesi açılan yufkalar kurutulur, yüksek bir yere asılırdı. Ramazan geceleri börek yapımında kullanılırdı. Yemekten sonra örtü bahçeye silkelenirdi.

Yoğurt ve sütler bakırdan yapılmış bakraçlarda taşınırdı. Su için testi ve güğüm kullanırdık. Çömlekçilerden aldığımız sırlı toprak tencerelerde yemek yapılırdı. Boy boy küplerde turşu kurulur, su, pekmez ve zahire konulurdu. Yemek tabakları da kalaylı bakır kaplardı. Sonra alüminyum hızla tabak ve güğüm olarak yaşamımıza girdi. Genelde tahta kaşıklar kullanırdık. Sepet ve küfeler yük taşımakta veya yiyecek saklamakta kullanılırdı. Nalın, yani takunyalar sokakta da giyilirdi. Kara lastik kullanımı yaygındı. Kışın lastik çizme veya mest giyerdik. Sonra tokyo çıktı ve yaygın olarak kullanıldı. Isınmada mangal veya kurbağacık denilen ince saç sobalar kullanılırdı. Resmi daireler, okullar ve büyük kahvelerde döküm sobalar kullanılırdı. Bu sobalarda kömür veya kütük odun kullanılırdı. Genellikle ısınmada odun kullanılırdı. Büyüklerimiz yelekli takım giyerlerdi. Hali vakti yerinde olanlar ucunda gümüş zincir olan Serkisof marka köstekli saatler kullanılırlardı. Kol saati pahalı olduğu için fazla yaygın değildi. Nacar ve Hislon marka saatleri hatırlıyorum. Pantalonları, pantolon askılarıyla kullanırdık. Şayak pantolon ve yelekler giyilir, bele yün kuşak sarılırdı. Delikanlılar, bitirimler kollarına bileklik ve pazubent takarlardı. Boyunlarda hemayil ve muska asılı olurdu.


Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.