Erbakan Vakfı İnegöl İlçe Başkan Yardımcısı Sezer Akbaba son dönemlerde İnegöl’de yaşanan İntihar olayları sonrası bir basın açıklaması gerçekleştirerek, intiharları önleme programı yapılmalı dedi.
İntihar konusunda herkesin kendini sorumlu hissetmeli gerektiğini ifade eden Akbaba “Sosyal ve ekonomik problemlerin insanların ruhunda olumsuz etkilerinin ardından manevi boşluklarda oluşunca bu tür intiharı tercih edecek noktaya gelmenin yegane çözüm olarak görülmesi vahim bir durumdur. Bu konuda herkes kendini sorumlu hissetmeli ve acilen bir takım çalışmalar başlatılmalıdır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, intihar girişimlerinin yüzde 95'i ölümle sonuçlanırken, intihar edenlerin yüzde 58,2’sini erkekler, yüzde 41,8’ini kadınlar oluşturuyor.Son yıllara hemen her gün ard arda gelen intihar haberleri toplumsal olarak girilen buhranın en acı göstergesidir.”
İntihar olayların arması hakkında araştırma yaptıklarını belirten Sezer Akbaba “Yaptığımız araştırmalara göre sosyal ve ekonomik problemlerin insanların ruhunda olumsuz etkiler oluşturduğu bu yıpranma sonrası manevi ortamların eksikliğinin de intihar olaylarını tetiklediğini gözlemlemekteyiz. Genel olarak ruhsal hastalıkların (şizofreni, bipolar duygulanım bozukluğu vs) görülme sıklığı zaman içerisinde büyük değişiklik göstermemekle birlikte stresle ilişkili ruhsal hastalıkların (depresyon, uyum bozuklukları gibi) sıklığında artış olmaktadır. Sosyal ve ekonomik problemler insanların ruhsal durumunu olumsuz yönde etkilemektedir.”
ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT
İnsanların manevi boşlukta olduğunu belirten Akbaba “Dünya Sağlık Örgütü 2017 yılında Dünya’da 850.000 kişinin intihar sonucu öldüğünü bildirmiştir. İntihar sayısının 2030 yılında bir milyonun üzerine çıkacağı tahmin edilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2017 yılında Türkiye’de 3000’den fazla kişi intihar ederek hayatını kaybetmiştir. İntihar girişimlerinin ise bu sayının yaklaşık 20 katı olduğu tahmin edilmektedir. Tüm bu veriler intiharın günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu gibi manevi bir boşluğu da göstermektedir.”
İNTİHARLARI ÖNLEME PROGRAMI YAPILMALI
“Dünya genelinde bir araştırma yaptığımızda görüyoruz ki, tüm ülkelerin ulusal intihar önleme programları var. İntiharları önlemeye yönelik, intiharın psikolojik ve sosyal boyutlarını içine alan kapsamlı projelere ihtiyaç bulunmaktadır. İntihar olgularının yaklaşık % 90’ına bir ruhsal hastalık eşlik etmektedir. Bu nedenle ruhsal hastalıkların erken dönemde saptanması ve intihar riski olan bireylerin uygun şekilde tedavi edilmesi ayrı bir önem kazanmaktadır. Ancak, intiharla ilişkili damgalanma, intiharların saklanması, riskli bireylerin uygun ruh sağlığı hizmetlerine ulaşmasını engellemektedir. Toplumun ruhsal hastalıklar ve intihar konularında sağlıklı bilgilenmeleri bu damgalanmayı azaltacaktır.”
İNTİHAR ÖNLENECEK BİR DAVRANIŞTIR
“İntihar, önlenebilecek bir davranıştır. Tüm toplumda insanların intihara eğilimini artıran etkenlerin belirlenerek ortadan kaldırılması, ”birincil düzey önleme” hedefi olarak belirlenir. Tıbbın her alanında olduğu gibi, birincil önleme toplum düzeyinde uygulanır ve bir hastalık ya da belirtinin ortaya çıkmasının engellenmesi en verimli yaklaşımdır. İntiharın birincil düzeyde önlemesinde temel odak, toplum içerisindeki intihar eğilimlerini azaltmaktır. Birincil önleme, çevresel risk etkenlerinin azaltılması ve kişisel kaynakların artırılması ile mümkündür.”
DİZİ VE FİLMLERE AYAR YAPILMALI
“Tüm kapsamlı intihar önleme projeleri içinde medyanın da önemli bir rolü olduğunu düşünüyoruz. İntihar haberlerinin medyada ayrıntılı olarak yer alması, dramatize edilmesi, renkli görsel öğelerle sunulması, intiharın nedeni olarak herhangi bir sebep sunularak haberleştirilmesi, intihar riski olan bireyleri olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, medyada intihar haberleri mümkün oldukça yer almamalı; haber yapılacaksa Basın Kanunu'nun 20. maddesine uygun olarak özendirme etkisi yaratmayacak, mümkün olan en yalın şekilde haber yapılmalı; intihar düşünceleri olan kişilerin uygun sağlık hizmetine yönlendirilmesi hedeflenmelidir.”
