Mobilya sektörü artık yalnızca ürün değil deneyim satıyor. “To see be to see” yaklaşımıyla mağazalar birer sahneye dönüşüyor.
MOBİLYA MAĞAZACILIĞINDA GÖRÜNÜRLÜK PARADOKSU: ALIŞVERİŞ DEĞİL, VAROLUŞ SAHNESİ
Mobilya sektörü büyük bir dönüşüm yaşıyor. Ölçü, fiyat ve taksit üçgeninden çıkıp, görünürlük ve duygusal temas eksenine kayıyor. Marka iletişimi stratejisti Fatih Yıldırım’ın kaleme aldığı analiz, mobilya mağazacılığında yepyeni bir çağın kapılarını aralıyor: “To see be to see”, yani görmek ve görülmek.
MAĞAZAYA GİRMEK BİR SOSYAL DENEYİMDİR
Yıldırım’ın tespitine göre, bir kadın bir AVM’ye girdiğinde sadece alışveriş yapmaz; aynı zamanda kendini göstermek ve başkalarını görmek ister. Bu iki yönlü psikolojik itki, yalnızca moda değil, mobilya markalarının da geleceğini belirliyor. Artık bir koltuk, sadece oturulan bir eşya değil; kimliğin, duygunun ve sosyal görünürlüğün simgesi haline geliyor.
MOBİLYA ARTIK SADECE EVDE YAŞANMAZ
Yeni nesil tüketici, yaşamak istediği hayatı seçerken yalnızca ihtiyaçlarına göre değil, hislerine ve dış dünyaya nasıl göründüğüne göre karar veriyor. Bu nedenle markaların sadece ürün değil, bir yaşam deneyimi sunması gerekiyor.
“TO SEE BE TO SEE” YAKLAŞIMI NELER GETİRİYOR?
Fatih Yıldırım’a göre, bu yeni çağda mağazacılığın görev tanımı değişiyor.
-
Görme Alanları Sunulmalı: İlham veren yaşam senaryoları, teatral aydınlatmalar ve müşteriyi hayal kurmaya teşvik eden atmosferler oluşturulmalı.
-
Görünme Alanları Yaratılmalı: Aynalar, sosyal medya dostu köşeler, paylaşılabilir deneyim alanları müşterilerin “ben buradayım” deme ihtiyacına yanıt vermeli.
MAĞAZA BİR SAHNEYE DÖNÜŞMELİ
“Mobilya artık mağazada başlar,” diyen Yıldırım, markaların satış noktası değil, birer varoluş sahnesi tasarlamaları gerektiğini savunuyor. Çünkü günümüz müşterisi artık şunu soruyor:
“Bu koltuğu ben mi beğendim, yoksa birileri beğensin diye mi seçiyorum?”
Ve işte tam da bu sorgulama, markalaşmanın başladığı yerdir.
DUYGUYU YAKALAYANLAR AYAKTA KALACAK
Mobilya mağazacılığı, görünürlük oyununu okuyamayanlar için basit bir fiyat/ürün karşılaştırması olmaktan öteye geçemeyecek. Ancak duyguyu, sahneyi ve içgörüyü yakalayanlar; müşterinin hayatına dokunan bir kimlik inşa edecek.
GÖREN KAZANACAK, GÖRÜNEN UNUTULMAZ OLACAK
Fatih Yıldırım’ın mesajı net:
“Mobilya artık sadece yaşanmaz; hissedilir, görülür, paylaşılır. Gören kazanacak. Görünen ise hafızalarda kalacak.”
