Hiç kimse sağlığımızla oynama hakkına sahip değil

Geçtiğimiz günlerde İnegöl’e dair 1960’lı yıllara ait bir fotoğraf elime geçti. Fotoğraf İnegöl’ün tepeden çekilmiş bir hali idi en dikkat çeken şey ise İnegöl’ün yeşillik alan oranı idi. Gel zaman git zaman İnegöl’ün sanayisi ile büyüdüğü ile övünürken, İnegöl’ün sağlıklı bir şehir olmaktan uzaklaştığını görmez olduk.

İnegöl ekonomik olarak çalışma imkânı olarak büyük bir şehir olabilir ama sağlıklı yaşanacak bir şehir olmaktan çıkmak üzere. Hava kirliliğinden tutun da içme suyu kalitesine kadar İnegöl’de vatandaşların sitemleri var.

Bayramın birinci günü Boğazköy Barajı’nda gerçekleşen balık ölümlerinin üzerinden bir ay geçmesine rağmen ilgililerden konu hakkında kamuoyunu rahatlatacak hiçbir resmi açıklama gelmedi.  Suların çekilmesi, kurban atıklarının atılmasından dolayı balık ölümleri gerçekleşti safsataları ortaya atılsa da olay yerine gitmiş o anları fotoğraflamış biri olarak şunu söyleyebilirim bu olay su çekilmesi, hayvan atığı atılmasından daha ileride bir olay.  Organize sanayi bölgesi tarafından gelen derenin olduğu bölgede balık ölümlerinin olması, çevre sakinlerinin iddiaları ile ortadaki sorunun büyük olduğunu artık konunun muhatapları görmesi gerekir.

Baraja fabrikadan çıkan kimyasal atıkların atıldığı iddia edilmekte. Bu barajda insanlar balık tutmakta, bu barajın suyu ile Yenişehir ovasındaki tarlalar sulanmakta. Buradan çıkan mahsuller sofralarımıza gelmekte.  Eğer çevre sakinlerinin iddiaları doğru ise konunun muhataplarını derhal göreve davet ediyorum. Birileri 3-5 kuruş fazla kazanacak diye, kimse insanların sağlıkları ile oynama hakkına sahip değil.

Her sene bu bölgede balık ölümleri gerçekleşir ve her seferinde açıklanan raporda suyun temiz çıkmış olması sadece benim canımı sıkmıyordur umarım. Ortada bir problem var ve bunu görmezden gelmemiz lazım.