KİM BU HAŞHAŞİLER VE HASAN SABBAH (1050-1124)

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
 :
/ 410 Kez Okundu
| |

Hasan Sabbah, doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1050 li yıllarda  İran’ın Kum kentinde doğmuştur. Hasan Sabbah, 17 yaşına kadar Şii eğitimi almış olup  17 yaşından sonra İsmailliyi benimsemiş ve bölgenin İsmailli önderlerinden eğitim görmüştür. Hasan Sabbahburadaki eğitimini tamamlayınca, İsmaillilerin merkezi olan Fatımi Devleti’nin başkentine uzun ve zahmetli bir yolculuktan sonra 1078’de vardı. Hasan Sabbah üç yıl Mısır’da kaldı. Kahire ve İskenderiye’de dönemin ünlü bilginlerinden dersler aldı. Hasan Sabbah, 1081yılında İsfahan’a dönerek, etkili bir şekilde mücadeleye başladı. Müritlerinin adını Seyduna olarak bildiği Hasan Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış olan, tarihin eski gizemli ve batıni örgütü Haşhaşileri kuran ve ölene kadar liderliğini yapan İranlıdır. Tarihteki en gizemli insanlardan biri olarak adı geçer. Hasan Sabbah’ın kurmuş olduğu bu haşhaşilik tarikatının müritleri, kendi çağlarında birçok Selçuklu devlet adamına suikast düzenlemiş ve amaçlarına ulaşmıştır.  Tarikat’ın adı bütün kaynaklarda Haşhaşi olarak geçmemekte daha çokBATİNİLER diye geçmektedir. Ayrıca tarikatın gerçek adı İSMAİLİ TARİKATI‘dır, birçok kişi tarikat için Haşhaşi kelimesini kullanmıştır. Haşhaşi kelimesinin kullanılmasının nedeni de şudur: Fedailerine güya cenneti vaat ettiği söylenen Hassan Sabbah seçtiği özel fedailerine haşhaş hapları verip uyuşmalarını sağlar ve kurduğu asansör sistemiyle bu gençleri sözü geçen sahte cennet bahçelerine taşırdı, gençler de bu hapların etkisiyle uçtuklarını, cennete ulaştıklarını sanırlardı. Görevi yerine getirmeyenlerin ise ateş çukurlarından oluşan sahte cehenneme atılacağı söylenirdi.

Edindiği bilgiler ve deneyimler doğrultusunda tarikat liderlerinin insanları istediği gibi yönetebildiğini ve yalan yanlış öğretilerle onları tamamen kendi öğretilerine bağlayabildiklerini anlamıştır. Bunun üzerine İsmailli tarikatların liderlerine onların ne yapmaya çalıştığını anladığını göstererek onları büyük ölçüde şaşırtmıştır. Yakın arkadaşı olan büyük astronom Ömer Hayyam‘la ettiği bir muhabbet esnasında Ömer Hayyam‘ın espriyle söylediği : “bu insanlar cennet için yaşıyorlar, ancak onlara bir cennet verebilirsen onları yönetirsin” sözü Hasan Sabbah’ın hayatının sözü olmuştur.

 Fedaileri nasıl yetiştiriyordu?

 Şeytani bir zekâyla tek damla kan dökmeden ele geçirdiği Alamut Kalesi‘nin arkasındaki bahçeleri kusursuz bir hale getirmiştir. Köle pazarlarından satın aldığı genç ve güzel kızları bu bahçelere getirmiş, onları hurilermiş gibi yetiştirtmiştir. Bununla beraber fedai olabilecek güçteki yetişkin erkekleri de bu kaleye getirerek onlara inanılmaz bir irade kazandıracak ölümcül dersler verdirmiştir. Daha sonra onun sözde İsmailli harekâtına engel olabilecek herkesi ortadan kaldırabilmek için fedailerini kendisinin Allah’ın bir peygamberi olduğuna ve onları istediği zaman cennete götürebileceğine inandırmıştır. Bu inancın sağlam olabilmesi için de aralarından başarılı birkaçına cennete götürmek vaadiyle haşhaş vermiş ve onları o bahçelere götürmüştür. Orada yarı baygın halde gördükleri muhteşem bahçelerin ve hurilerin büyüsüne kapılan fedailer çelik gibi bir imanla dönmüş ve gidemeyenleri de heyecanla anlattıkları masallara inandırmışlardır. Artık yalnızca ölmek ve cennete kavuşmak için yaşayan fedailerine istediği her şeyi yaptırabilecek olduğundan emin olan Hasan Sabbah, birbiri ardına suikastlar düzenlemiş ve hepsinde de başarılı olmuştur. Hasan Sabbah, Alamut'a yerleştikten sonra 34 yıl boyunca buradan hiç ayrılmamıştır. Rivayetlere göre Alamut'taki kendi odasından bile sadece birkaç kez çıkmıştır. Alamut'a yerleştikten sonra Büyük Selçuklu Devleti ve Abbasilere yönelik mücadelesine başlayan Hasan Sabbah, kendi döneminde elliye yakın suikast gerçekleştirmiştir. Bunların en önemlisi ve ilki Nizamülmülk'ün öldürülmesidir. Diğerleri ise Selçuklu üst düzey devlet görevlileri ve Abbasi din adamlarına yönelik suikastlardır. Hasan Sabbah amaçlarına ulaştığı için sevinirken Alamut Kalesi’nde intiharlar ve belalar çoğalmıştır. Kendi kendini yiyip bitirmeye yatkın olan kurduğu bu düzen dünyada eşi benzeri görülmeyecek olaylar yaratmıştır. Hayatı boyunca çelişkiler yaşamış olan Hasan Sabbah yaşadığı süre içinde Allah’a inanıp inanmamak arasında gidip gelmiş ve yaptığı her kıyım anında O’ndan bir işaret beklemiştir, fakat olmamıştır. Ve tüm bu yaptıklarının kendince sebebi, yalnızca budur: “Allah var mı?”

 1124'te hastalanıp yatağa düşen Hasan Sabbah, ölümünün yaklaştığını düşünerek halefi olması için  Buzurg Ümid'i seçti. Mayıs 1124 Cuma günü geride bir sür soru işaretleri ve düşünceler bırakarak vefat etti.

Yukarıda ne okudunuz. Haşhaş(esrar), fedai, sahte cennet sahte cehennem, suikastler. Şimdi böyle 50 den fazla suikast düzenlemiş devrin en önemli şahsiyetleri öldürmüş bir örgütle hayatında bırakın insanları bir küçük canlıyı dahi öldürmemiş ve tenezzül etmemiş bir camia’yı, haşhaş denilen bir nevi günümüzün baş belası gençleri bitiren esrar veya bonzai, veya eroin gibi uyuşturucularla gençleri kandırıp istediğini yaptıran bir terör örgütüyle hayatında bırakın esrar, eroini hiç sigara içmemiş bir camia’nın neferlerini nasıl aynı kefeye nasıl konulur bunu siz okuyan kişilerin vicdanlarına bırakıyorum.


Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.