Bir köy düşünün muhtarı seçilmiş, alt yapısı 2012’de bitmiş ama üst yapısında bir çalışma olmadığı için köy halkı çamur içinde kalmış. Köylü şikâyetçi durumdan muhtar ise eli kolu bağlı, yani köylüde muhtarda mağdur. Sıkıntılar 2 senedir giderilmemiş ellerinde fenerlerle gece çamura girmeme çabasında olan bir köy halkı hizmet bekliyor. Bizim bu mağdur köyün muhtarı bir abimiz vasıtasıyla, bana bu sıkıntıları dile getirelim diyor. Bende işim gereği muhtardan bilgileri alarak haberi yapıyorum. Yaptığım haber İnegöl'de çeşitli medya kuruluşlarında yer alıyor.
Bizim muhtar ateşli ateşli basın kuruluşlarına açıklama yapmaya gitmiş. Boy boy fotoğraflar çektiren muhtarımız, haber asılsız diye açıklama yapma gereği duymuş. Demek ki muhtarın kulağını birileri çekmiş, yoksa Sultaniye köyünden kalk gel, onca yol başka türlü çekilmez. Vel hâsıl bizim muhtar Otoriteden korkmuş ama Allah’tan korkmamış ki söylediklerini inkar etme gereği duymuş. Onca şahidin olduğu ortamda bana açıklama yapması ve sonrada bu konuştuklarını inkar etmesi ne kadar korktuğunun göstergesidir. Telefonla görüştüğüm muhtar bana tepki geldi diyor. Şimdi muhtara soruyorum sen bana köyde kahve önünde ne dedin ? Orta yollu bir haber olsun sıkıntıya girmeyeyim dedin mi demedin mi ?
Yazık ki ne yazık ülkede ileri demokrasi naraları atılırken, demokrasinin temel taşı bizim muhtar otoriteye boyun eğdi.
Köy ahalisi senden hizmet beklerken sen belkide bir dönem daha muhtarlık adına köy ahalisini çamura gömeceksin. Aslında köy halkı çamura değil de senin vicdanın çamura gömüldü muhtar.
