Eklenme: 03 Ara 2020 / Per 11:59
A A / 326 Kez Okundu
| |

Biz 'engel' olmayalım

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Öncelikle engel, engellik ve yetersizlik durumları ile ilgili tanımlar hakkında bir bölüm ayırarak yazıma başlamak istiyorum. Engel, bireylerin doğuştan var olan veya sonradan oluşan bedensel, zihinsel, ruhsal ve duygusal fonksiyonlarındaki kayıplar ya da aksaklıklar değildir. Bu bahsettiklerim yetersizlik olarak tanımlanır. Engellik tanımında ise, yetersizlik durumlarından dolayı toplumun kendi yaş, gelişim, cinsiyet, sosyal ve kültürel rolleri ile ilgili beklentilerine uyum sağlamada zorluklar yaşayan, bu zorlukları aşabilmede farklı düzenleme, korunma, tedavi, bakım, eğitim, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek ihtiyaçlarından biri ya da birkaçına sahip bireylerin durumları ifade edilmektedir. Diğer bir deyişle, bireyler kendileriyle ilgili bir durumdan dolayı “engelli” değildir. İhtiyaç duyulan bu alanlarda yeterli desteğe erişme ve aslında daha da çok toplumla bütünleşme yönünde engellerle karşılaşmaktadırlar ve bu durum değiştirilebilir. Bunu değiştirebilecek olanlar da bizleriz.

Baktığımızda, hepimizin bir başkasına göre yetersiz olduğumuz alanlar, durumlar, birbirimizden farklı özellik ve yapılara sahip olduğumuzu görebiliriz. Makas açıldığında ve farklılıklar görünür olduğunda toplumla bütünleşmek, toplumda herkesin sahip olduğu saygınlık ve konuma sahip olmak güçleşmektedir. Farklılıkları görünür olan bireyler ve durumdan en az onlar kadar etkilenen aileleri için anlaşılmamak, önyargı veya acıma ile yaklaşılmak, yadırganmak, yargılanmak, sosyal aktivitelere katılamamak, etiketlenmek, dışlanmak vb. tutumlar onları toplumdan uzaklaştırmakta, yalnızlaştırmakta ve psikolojik olarak yıpratmaktadır. Hepimizin birbirimizden destek almaya olan ihtiyacımızı göz önünde bulundurarak, kendimiz için beklediğimiz desteği başkalarına sunmamız bizi bütünleştirir.

Peki sunduğumuz desteği nasıl artırabiliriz?

*Saygı duyarak: Kişiliğimiz değerlerimiz, sahip olduğumuz özellikler, toplum içindeki varlığımıza saygı gösterilmesi hepimizin hakkıdır. Başkalarına zarar vermediğimiz müddetçe farklılıklarımız bizi kısıtlanma sebebi haline dönüşmemelidir.

*Bilgi edinerek: Bilmediğimiz durumlar bizi korkutur ve yanıltır. Daha çok bilgi edinerek korkularımızın ne derece geçerli olup olmadığını anlayabilir, daha doğru bir anlayış geliştirebiliriz.

*Uzman desteği sunarak: Belirsizliklerle dolu bir yola çıkıldığında, uzmanların bireylere ve ailelerine ilgili durum, bu durumun özellikleri ve yapılabilecekler konusunda ihtiyaç duydukları bilgi ve rehberliği sunması yolu aydınlatabilir.

*Arkadaş desteği sunarak: İletişim, birlikte vakit geçime, bağ kurma, eğlenme gibi sosyal ihtiyaçların karşılanması. Arkadaşlık eşit bir ilişkidir, acıma, dışlama, yargılama olmadan.

*Duygusal destek sunarak: Dinlemek, anlamak, kabul edildiğini, yalnız olmadığını ve güvende olduğunu hissettirmek. Özellikle bireylerin yakınları tarafından sunulan duygusal destek, zorluklarla başa çıkabilmeleri için kişileri güçlendirmekte ve rahatlatmaktadır.

*Gerçekçi beklentiler ile gelişimi destekleyerek: Kimi zaman gelişim gösterilebilecek bir durumda yeterli desteği sunmamak, olumsuz değerlendirmek; kimi zaman ise olan durumu kabul etmeyip duruma göre aşırı beklenti içinde olmak zarar vermekte ve gelişimi aksatmaktadır. Beklentilerin gerçekçiliği, durum hakkında doğru bilgi ve bakış açısı edinilerek gelişebilir.
Toplumun tüm bireylerine saygılarımı sunar, farkındalık dolu bir gün dilerim.

Elif Arı Durmuş
Uzman Psikolojik Danışman