Eklenme: 17 Mar 2021 / Çar 21:12
A A / 1558 Kez Okundu
| |

Yeni Andımız Nasıl Olsun?

YENİ ANDIMIZ
NASIL OLSUN
 
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bankalara olan borç toplamı 750 milyar Türk Lirası’nı aşmış durumda. Vadeli satış yapan firmalar, faizsiz konut ev finansmanı sağladığını iddaa eden firmalar, telekominikasyon firmalarından taksitli alınan ürünler, tefeciler ve benzeri derken olmayan paramızı harcamamız için seçenekler zengini bir ülkeyiz. Haliyle toplam borç, görünenin epey üzerindedir. Türkiye genelindeki ortalama maaş, standart tüketim ürünlerini dahi karşılayabilecek seviyenin çok altında.  30 yaşını aşmış, ikinci el bir araba alabilmek için dahi bir kişi bir yıl boyunca yemeden içmeden çalışıp biriktirmek zorunda.  Paranın alım gücü ve ürünlerin fiyatları arasındaki bu uçurumun doğal sonucu, bu ürünlere olan talebin düşmesi, azalarak bitmesidir. Fakat bizim ülkemizde işler farklı işliyor. 
 
Hükümeti yönetenler, hane halkına ortalama bir gelir kapısı yaratamadığı yahut, hane halkının alım gücünü ortalama bir seviyeye çekemediği için, toplam tüketim seviyesini korumak adına kredi musluklarını açıyor, borçlanmayı teşvik ediyor. Aşırı borçlanma beraberinde aşırı finansallaşmayı, aşırı finansallaşma beraberinde maaşlı köleler yığınını getiriyor. İnsanlar asgari yaşam standartlarına erişebilmek için, eğer sermayeleri yoksa, önlerindeki uzun yıllar boyunca kazanacaklarını umut ettikleri paraları harcıyor.
Bugün Türkiye’de satılan en özelliksiz, en vasat ve en ucuz otomobil fiyatı 151.000 TL. Asgari ücretin 3000 TL dolaylarında olduğu ülkemizde bu araçların, borçlanmadan öz sermayeden tüketilmesi imkansıza yakın. Hükümetimiz, ‘Neden maaşlar böyleyken, ev araba, beyaz eşya, elektronik aletler bu para? Diye sorup çözüm üretmek yerine, kredi ve taksit kampanyası açıklıyor. Son kampanyaya göre en ucuz arabayı 60 ay boyunca borçlanarak alabilirsiniz. 60 ay için üst sınır 120 bin TL. Tabi bu paraya sıfır araba da yok. Bu ülkede yaşayan ve yaşamak için emeğini satan bir insana ikinci el bir araba alabilmesi için reva görülen kölelik süresi bu.
 
Bunlar konuşulmasın diye de yeni bir gündemimiz var. Andımız meselesi… Kavlimce kaldırılması isabet olmuş. Zira artık önceliklerimiz çok değişti. Önerim odur ki; yeni bir ant yazılıp anasınıfından itibaren her vatandaşımızın her kuşluk vakti esas duruşta ciğerlerini yırtarcasına haykırması zorunlu tutulsun.
Şöyle olabilir misal;
Borçluyum!
Taksidim var!
Çalışmam lazım!
 İlkem;
Büyüklerimden kalan borcu
küçüklerime bırakmamak,
 Ülküm;
Kimseye muhtaç olmadan yaşayıp ölmektir!
Ey Finans Kuruluşları
Açtığınız krediyi
Taahhüt ettiğim tarihlerde
Ölene kadar ödeyeceğime
Ant içerim!
Varlığım, finans kuruluşlarının varlığına
Kurban olsun!
Ne mutlu ‘’Borcumu bitirdim!’’  diyebilene!