Cem Taşkıner’den Şerif Gürbaş’a Ara Pas

Genç Gazete Yazı işleri müdürü Cem Taşkıner bugünkü köşe yazısında son günlerin konuşulan konusunu ele alarak "Bir Makam Uğruna Yab!" başlıklı köşe yazısı yazdı. Yazdığı yazının son bölümünde Şerif Gürbaş'tan özür dileyerek, 24 Temmuzda Şerif Gürbaş'ın yazdığı  "Benim Adım Bay Gol" köşe yazısına nazire yaptı.

 

Cem Taşkıner'in Bugünkü "Bir Makam Uğruna Yab!" Başlıklı Köşe yazısı

 

İbrahim Ethem’i bilir misiniz? Hani tacı tahtı bir gecede bırakıp gidebilen Allah dostunu. Ya Aziz Mahmut Hüdayi’y? İstanbul’un en tanınmış kadısı iken Bursa’da Üftade Hazretlerinin halkasına dahil olmak için Üsküdar sokaklarında ciğer satan mübareği.

 

Çok uç örneklerden bahsettiğimi kabul ediyorum. Ama bir tarafta makamı bir kenara bırakabilen insanları örnek göstermeli ki makam için türlü hakaretleri içine sindirebilenlere de bir ders verebilelim.

 

Mehmet Akif’in ‘Bir hilal uğruna Ya Rab ne güneşler batıyor’ dizelerini sanırım bugüne ‘Bir makam uğruna Ya Rab, ne hakaretler sindirilebiliyor’ diye düzeltmek lazım.

 

Masana zeka testi konarak zekanla dalga geçenleri, eşinin arabasını nereden aldın diyerek seni yolsuzluk ve hırsızlıkla itham edenleri, ‘Bizi görmedin; umren kabul olmaz’ diyerek ibadetini dahi tartabilenleri, Yenişehir’den geçecek hızlı trene bakıyorsun diyerek başka mahlukatlara benzetenleri bir tek özrünü bile beklemeden elinde çiçekle ziyarete gidiyorsan; bu ilçe insanının bu dakikadan sonra söyleyecek bir şeyi kalmamıştır.

 

‘İt ürür kervan yürür’ dediklerini kervanına katmaya ihtiyacın mı vardı? 3.döneme giderken, neredeyse iki kişiden birinin oyunu almışken; türlü hakaretleri etmiş olanlar sana bir tek artı oy mu kazandıracaktı?

 

‘Seni ne ilgilendirir’ diyebilirsin. Ama dün seni savunurken bu cümleyi kullanmadıysan bugün de kullanmaya hakkın yok. İlçe Başkanın elinde çiçek, yüzünde gülücüklerle o hakaretleri içine sindirirken; ben ‘Hangi yüzle gittin o kapıya’ yazsını yazdığımda; ‘Seni alnından öpmek isterdim’ diyorsan, şimdi de ilçe başkanının yolundan gidiyorsan ‘sana ne?’ sorusunun hükmü kalmamıştır senin için.

 

Son söz Şerif Gürbaş’a. Defaatle özür diliyorum Gürbaş’tan. Ben bu hakaretleri içine sindirmez diyordum, haksız çıktım. Onun hakkında attığım twit için de, kendisini eleştirdiğim için de özür diliyorum. Sen haklı çıktın Şerif Gürbaş. Bu zatlara böyle gazetecilik müstahakmış. Ben senin tarzından gitmeyeceğim belki ama seni de kınamayacağım. Demek ki kalecilik doğru bir mevki değilmiş, sana bol goller diliyorum.