Sirkadiyen beslenme: Ne yediğiniz değil, ne zaman yediğiniz önemli

inegolonline.com'a Google'da abone olun Google News
Sirkadiyen beslenme: Ne yediğiniz değil, ne zaman yediğiniz önemli
#Sağlık | İHA
20 Şub 2024 / Sal 10:32
/ 7 Kez Okundu
| |

Biyolojik ritim olarak da adlandırılan sirkadiyen ritim, kişiden kişiye farklılık göstererek, bedensel olayları başlatan bir çalar saat gibi çalışmaktadır. Bunun bozulması ise pek çok sağlık sorununa davetiye çıkarabilir. Diyetisyen Deniz Pirçek, sirkadiyen ritim ve sağlıklı beslenme arasındaki ilişki hakkında bilgi verdi.

Sağlıklı yaşam ve bilinçli beslenme söz konusu olduğunda, karşımıza sıklıkla çıkan beslenme düzenlerinden olan sirkadiyen beslenme, diğer beslenme düzenlerinden farklılık göstermektedir. Buradaki en önemli fark; beslenme düzeninde ne yendiğiyle değil, ne zaman ve ne kadar yendiğiyle ilgilenilmesidir. Sirkadiyen; vücudun gün içerisindeki fizyolojik, hormonal ve psikolojik süreçlerinin toplamıdır. Dünyanın kendi ekseni etrafındaki 24 saatlik dönüşünün canlılar üzerinde oluşturduğu ritmin tekrarlamasına ise sirkadiyen ritim denilmektedir.
Vücudun metabolik sistemini direkt olarak etkilediğinden konunun önemine değinen Medicana Çamlıca Hastanesi’nden Deniz Pirçek, “Sağlıklı bir yaşam, kilo kontrolü için sirkadiyen ritim oldukça değerlidir. Örneğin; uykusuz bir gecenin ardından kendinizi daha yorgun hissetmek, tatlı krizleri yaşamak, uzun uçuşlar ve zaman farkından dolayı oluşan jet-lag, ruh hali, hormonlar, vücut ısısı, kalp atışlarımız sirkadiyen ritmin varlığını göstermektedir. Kısacası sirkadiyen ritim, vücudun biyolojik saatidir diyebiliriz. Sirkadiyen ritim; uyku sorunları, yetersiz beslenme, elektronik dalgalar ve ışık gibi birçok nedenden etkilenmektedir” şeklinde bilgi verdi.

Sirkadiyen beslenme nedir
Sirkadiyen beslenme tam anlamıyla vücudun biyolojik saatine uygun beslenmeyi ifade etmektedir. Bu beslenme türünde gıda kısıtlaması değil, zaman ve miktar kısıtlaması baz alınmaktadır diyen Diyetisyen Deniz Pirçek, “Sirkadiyen beslenme biyolojik ritimlere dayanarak, özellikle besin alımının zamanlaması üzerinde odaklanır. Örneğin, günün belirli saatlerinde daha fazla protein veya karbonhidrat almak gibi. Bu yaklaşım, vücudun doğal ritmine uygun olarak beslenmeyi teşvik eder ve metabolizmayı destekler. Sabah saatlerinde beden uyanarak adrenalin ve tiroid hormonları salgıladığından, metabolizmamız oldukça hızlı çalışmaktadır. Bu nedenle tahıllar, kepekli ürünler gibi kaliteli karbonhidrat kaynakları ve zeytin, fındık, badem gibi yağ grubundan zengin besinlerden tercih edeceğimiz bir kahvaltıyla güne başlamak doğru olacaktır. Öğle saatlerinde ise tokluk süresini uzatmak için et, tavuk, balık, bakliyat gibi daha yoğun protein kaynakları tercih edilmelidir. Akşam saatlerinde de vücut kendini dinlenmeye alacağı için sindirimi zor olmayan çorba, salata, sebze, yoğurt gibi hafif besinlerden ilerleme önemlidir. Dinlenme evresinde vücut, uykuyla salgılanan melatonin hormonu sayesinde kendisini yenilemeye odaklayacaktır” bilgilerini paylaştı.

Açlık ve tokluk hormonlarının ritmi bozulursa, kilo problemleri ortaya çıkar
Uyku ve sirkadiyen ritim, enerji metabolizmasının temel bileşenleridir. Bu sistemde meydana gelen bir bozulma obezite, diyabet, kanser ve daha birçok sağlık sorununu beraberinde getirebilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yetişkin bir insanın günlük ortalama 7-8 saat uyumasını önermektedir. Belirtilen saatlerden daha az veya daha fazla uyumak, ghrelin ve leptin hormanlarının (açlık ve tokluk hormonları) çalışma metabolizmasını bozacağından, uzun vadede kilo problemlerine yol açabilir. Diyetisyen Deniz Pirçek, yetersiz ve kalitesiz uyku sonucunda beslenmede ortaya çıkabilecek sorunları şu şekilde sıraladı:
Kişinin gün içerisinde enerjisi düşmektedir. Bu enerjiyi sağlamak adına besin tüketiminde artış
yaşanabilir ve yüksek kalorili tatlı, şeker gibi basit karbonhidratlara eğilim artabilmektedir.
Düzensiz öğün saatleri ortaya çıkabilmektedir.
Gece geç yatıldığı için geç saatlerde açlık hormonu tetiklenip besin alımında artışlar görülebilmektedir.
Hastalıklara yatkınlık artabilmektedir.
Metabozlizma hızında yavaşlama görülmektedir.

Sirkadiyen beslenmede ritmi korumak için öneriler
Yeterli ve dengeli beslenmek, besin öğesi dağılımını günün uygun olan saatlerine göre ayarlamak sirkadiyen ritim dengesine katkı sağlamaktadır. Gününüzü ve beslenme alışkanlıklarınızı belirli bir plana oturttuğunuz takdirde vücudunuzun doğal akışına uygun beslenme düzenini de oluşturmuş olursunuz diyen Medicana Çamlıca Hastanesi’nden Diyetisyen Deniz Pirçek, 5 adımda sirkadiyen ritim dostu önerileri paylaştı:
Enerji veren çikolata, tatlı gibi şekerli uyarıcı besinleri akşam yemekten sonra tüketmemeye özen göstermelisiniz.
Uyku problemi yaşayan bireylerin akşam saatlerinde çay, kahve, yeşilçay gibi kafein içeren içecekleri tüketmemesi uygun olacaktır.
Günlük içilmesi gereken su miktarını gece yatmadan 2 saat öncesine kadar bitirmeye çalışmak, uykunun bölünmemesi açısından oldukça önemlidir.
Akşam yemek saatini, gece acıkma ihtimalini daha aza indirmek adına çok erken yapmamak faydalı olacaktır.
Kaliteli bir uyku adına yatacağınız ortamın ışıksız olmasına dikkat edebilirsiniz.


Duyuru
İnegöl'ü Whatsapp'a getirdik WHATSAPP KANALINA ABONE OL
Reklam
Yasal Bilgilendirme
Yorum yapan kullanıcılarımız Kullanıcı Sözleşmesi'ni kabul etmiş sayılır.