İnegöl İHH yönetim kurulu üyesi Nida Menteş ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden 10 kişilik İHH ekibi Hayırseverlerin vekalet yolu ile bağışladıkları kurbanları kesmek üzere 23 saatlik uzaklıkta olan güneydoğu Asya’da yer alan Moro yarımadasına giderek kurban çalışmalarında bulundular.
Bu seyahati yaptıktan sonra İHH’nın ne kadar güvenli bir kuruluş olduğunu, hayırsever vatandaşlarımızın hayırlarının ne kadar hassas bir şekilde yerine ulaştığını gözlerimle görerek yaşadım. Buralara yapılan yardımların ne kadar önemli olduğunu ve çok yetersiz kaldığını, daha çok yardımlar yapmamız gerektiğini gördüm.
Türkiye’nin farklı illerinden gelen 10 kişilik gönüllü bir İHH ekibi ile 23 saatlik uzun bir yolculuktan sonra Filipinlilerin güneyinde yer alan Müslümanların yaşadığı Moro’ya ulaştık. Yolculuk boyunca aklımda oradaki Müslümanların halini, bayramlarını ve şimdiye kadar gönderilen yardımların nasıl ulaştığı, Türkiye’deki Müslümanların gönderdiği yardımların dağıtılıp dağıtılmadığı gibi sorular vardı. Moro’ya ulaştığımızda oradaki Müslümanlar bizleri heyecanla samimi bir şekilde karşılayıp bağırlarına bastılar.
İlk işimiz olarak İHH’nın orada 2011 senesinde yaptırmış olduğu kız yetimhanesi ve 20015 yılında yapmış olduğu erkek çocukların kaldığı yetimhaneyi ziyaret etmek oldu. Bu güne kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım. Çok farklı duygular yaşadık. 5-12 yaşlarındaki yetim çocukların hepsinin arefe günü oruçlu olduğunu gördük. İftar vakti ile birlikte iftarlarını açarak, namaza geçtiler. Bizim ülkemizdeki bu yaştaki çocukları düşünerek buradaki çocuklarla kıyaslama yaptım. Dağlar kadar fark olduğunu gördüm. Burada çocuk olmak çok zor. Türkiye’den götürdüğümüz balon ve şekerleri dağıtırken çocukların sevinci ve mutluluğu görülmeye değerdi. Bizim çocuklarımızın kadir kıymet bilmediği, burun kıvırdığı bu basit hediyelerin oradaki çocukların mutluluğuna vesile olacağını hiç düşünmemiştik. İnegöl İHH olarak Bangladeş’te bir yetimhane açtık. Burkina faso’da bir Kur’an Okulu Açtık. Batı Afrika Gine’de bir Kur’an Okulu inşaatımız devam etmekte. Son alarak ta Pakistan’da 200 yetimin kalacağı yetimhanenin temelini de bir ay önce attık. Buraların bitmesi için halkımızın desteğini bekliyoruz.
İHH nın şimdiye kadar neden yetim çalışmasını yaptığını buraya gelince daha iyi anladım. Her ailenin, her ferdin, her Müslüman’ın bir yetimİ kardeş edinmesi gerektiğini ve ümmetin yetimlerinin sahiplenmesi gerektiğini daha iyi anladım. Çünkü yetimler Allahın bizlere birer emanetidir. Ve bizlerde bu yetimlere sahip çıkmak zorundayız. Her kesin bu manzarayı görmesini isterim. Çocuklar bizleri gördüklerinde sanki çok uzaklardan babaları gelmiş gibi ellimizden tutarak bizlere sarıldılar. İHH 2000 yılında bizim haritada dahi yerini bulamadığımız Filipin’lilerin zulmü altındaki Mora ya gelerek buradaki Müslümanlara sahip çıkmıştır. İHH bu bölgeye sadece yardım götürmemiş aynı zamanda Moro ile Filipin’lİler arasında insani diplomasi yürüterek ateşkes sağlamıştır.
Hayatımın en anlamlı ve güzel günlerini yaşadım. Farklı bir kurban geçirdik. Gerek İnegöl’den gerekse Türkiye’nin farklı şehirlerindeki Müslümanların vekalet yolu ile bağışladıkları 600 hisse kurban keserek 6000 civarında aileye kurban eti dağıtımını sağladık. Kilometrelerce uzaklardan insanlar kurban eti almaya geldiler. Yılda yalnızca bir sefer et yediklerini gördük. Hatta kurban derilerini kaynatarak suyunu içtikleri manzaralarını gördük. Buralarda çok fazla ihtiyaç var. Ülkemizdeki bolluğun ve bereketin kıymetini bilmemiz lazım. İHH’nın sadece bir yardım kuruluşu olmadığını aynı zamanda oralarda barışın sağlamasına vesile olduğunu, ümmet bilincini aşıladığını ve oradaki yetim ve kimsesizlere sahip çıkarak, öğrenciler yetiştirdiğini, ümmete adam yetiştirdiğini gördüm. Bu hayırlı kuruluşa daha çok sahip çıkmalıyız. Müslümanların yardımlarının ne kadar güvenli ve titiz bir şekilde yerine ulaştırıldığını gördüm. Bize güvenerek hayırlarını veren tüm halkımıza teşekkür ederiz. Allah razı olsun.
